Ve olaylar gelişir. Sevişen erkek bir müddet sonra kızı terk eder. Kız ise evleneceklerini düşünmektedir. Kendisini kaldırılıp sikilmiş gibi hisseder.
Lakin burada bir detay gözden kaçar.sevişme eylemi iki kişiliktir ve ne günah işlenmişse yarı yarıyadır.
Asıl saflık; bir kızın evlenme vaadine kanıp ta seviştiğini sanmaktır. Kız sevişmek için bir bahane arıyordur sadece. Böylece yaptığı şeyden vicdan azabı duymayacaktır. Çünkü kendisi masum biridir.
şerefsizliktir ama buna yol yapan biraz da kızın gerizekalılığıdır. evlilik vaadini duyunca adamın yatağına giriveren kız aptalın en önde flama ile koşanıdır. demek çok mu zor "madem evlenmeye o kadar kararlısın biz şu işlerin kronolojik sırasını bir değiştirelim. çağır nikah memurunu nikahlanalım hemen şimdi." diye? aklınızı kullanın biraz aklınızı. allah size o beyni öyle kafatasınızda bir doluluk olsun diye vermedi. evlenecek adam zaten bir kızın osunu busunu bozmakla kafayı bozmaz. direkt basar nikahı.
Ahmakçadır.
Mantıken birini evlilik vaadi ile kandırmış olmak için, kandırılan kişinin evlilik çağında olması gerekir veya nişanlılık, sözlülük gibi bir durumda olması gerekiyor.
Bu da nerden baksan Türkiye şartlarında 23-24 yaşına tekabül eder.
Zaten bu yaştaki bi kız ; buna kanıyorsa malın önde gideni olmalıdır.
Olayın aslı ise şudur ; sevişmek isteyen kızın, olayı meşrulaştırma çabasıdır.
"madem evleneceksin sevişelim o halde"...
Yani güya kız evleneceği için sevişmiş oluyor, aslında sevişmek falan istemiyor.
Aslında kız da sevişmek istiyor ama bunu bir şekilde normalleştirmesi gerekiyordu.