"evlilik de evlilik" diye bıktırıp usandırıyor toplum. yine aynı toplum evlilik de dibe vurmuş durumda. bu söylem de evliliği topluma göre algılamış ve farkında olmasa da yine zorunlu olarak bağlı bulunduğu topluma göre yaşayan kişinin söylemidir. oysa bir anlasak evlilik sadece iki kişi arasındadır diğer pek çok şeyin de böyle olması gerektiği gibi. ve o iki kişi onu nasıl kurar ve ne yönde devam ettirmek isterse öyle sürer evlilik. oturun, konuşun, anlaşın bir orta yol bulun alışkanlıklarınızda ama böyle ön yargılı söylemlere girmeyin.
bazı şeylerden vazgeçebilmeyi gerektirirken bir çok güzel duygunun da bir arada yaşanmasını sağlar. yok sorumluluğunu kaldıramayacaksan, sonradan mızmızlanacaksan hiç başlama bu işe. kısacası evlilik adam olana yakışır.
yıllardır geç kalkmaya, annenin ablanın yemeklerini yemeye, ev temizliğine elini sürmemeye, sadece anne babaya hesap vermeye, yatakta tek başına malak gibi yayılıp yatmaya, hasta iken valide sultana naz çekmeye, tüm sorumluluğun sadece anne babaya karşı olduğu bir hayat yaşamaya, arkadaşlarla eğlenip geç saatlerde eve gelmeye alışmış bünyelerin, evlenirken bunlardan feragat etmesidir. yani evlilik gerçekten büyük sorumluluktur. 25-30 sene sonra yeni bir hayat yaşamaktır evlilik ve yeni alışkanlıklar edinmektir, o yaştan sonra zor olsa da.