Bir insan nasıl tahrik olur bunu görmek lazım. Sürekli kavga ediyorsunuz ve birbirinize inanılmaz hakaretler küfürler. Sonra hadi sevişelim. Bunun mümkün olduğu durumlarda ben insanca bir şey görmüyorum.
sanırsam evet bir süre sonra yapılan git geller sıradanlaşdığı için bir tadı olmuyor bide birilerine yakalanacağız korkusuda yok ya heycanıda kalmıyor.
Seks yapma isteği ölmez. insanlar ömrünün sonuna değin seks isterler. hormonal bir olay. ama evli olduğun kişi ile ilk başlardaki heyecanı yakalamak zordur. bu yüzden zamanla dışa açılma süreci başlayabilir. Bunu önlemek için çiftler her zaman kendilerine bakmalı, hal ve hareketlerini düzgün tutmalı.
Örneğin dışarı çıkarken süslenip püslenen kişiler, birlikte olacakları zaman aynı özeni göstermiyorlar. Oysa evlilik öncesi ve evliliğin ilk zamanları buna gerekli önemi veriyorlar. ***
Bakımlı olursan, her zaman top 10 da olursun. Hiç bir duygu ölmez.
öncelilkle insanların bilmesi gereken birşey var: Arada duygusal bir bağ olmadığı sürece erkek anca içindeki sperm fazlalığını dışarı atmış olur. Günümüzde diziler hatta reklamlar pornoya dönüştüğü için beyni penisinde olanlara bir kadın yetemediğinden olsa gerek daha fazla çeşit istediklerinden ve aradaki duygusal bağı saçma sapan kuruntularla bitirdiklerinden 'evlilik işte bu, seksi öldürdü hemşerim' triplerine girerler.
evlilik seksi öldürmez ona bi anlam kazandırır. yoksa seks dediğin şeyi kenar mahallenin oruspusuyla da yaparsın.
evlilikte erkeklerin çoğu belli bir süreden sonra seksi eşleriyle değil başkalarıyla yaşadığı için evlilik seksi öldürmez. ama kendini geliştirmekten uzak türk erkeklerinin çoğu evliliğini çok güzel öldürür. neden zorlukla bulduğumuz aşkları beslemek yerine kaçmayı tercih eder erkekler belli bir süre sonra, bunu anlayamayacağım. kışkırtılarak yetiştirildikleri için sanırım.
seksi öldüren evlilik değil; doğru sandıklarımızla doğruların yer değiştirmesidir.
hayatında hiç seks yapmamış bir erkek ya da kadın bilmelerine gerek kalmadan sadece güdüleriyle ve bedenin kendi yolunu bulmasıyla bile ne çok tatmin olacaklarını asla tahmin etmedikleri için daha ilk geceden ; doğru sandıklarına, çevreden duyduklarına, olması gerektiğini zannettiklerine sarılırlar. aynı sorunlardan yıllarca mutsuz olmuş bir anne kızına asla; '' ben yaptım sen yapma; kendini ve kocanı mutlu et'' demeyeceğinden; erkek de kendine dayatılan; ''erkek adam s.ker, boşalır ve uyur'' un dışına çıkamayacak kadar hödük ve kibirli olduğundan ilk gece sorunlar, hayalkırıklığı ve yanlışlarla başlayan seks iletişimi , kolayca tıkanır ve giderek işlevini yitirir.
olabildiğince açık seçik anlatmaya çalışacağım;
daha beş yaşından itibaren misafirlere pipi göstermeye itilen ve maço yanı motive edilen erkekten duygulu işler beklemek fazla sonuç vermez. kahvede, minibüste, işyerinde hep aynı dayatmalarla dolan beyin kendi doğrusunu bulamaz. tek kişilik bir başarı ve tek kişilik bir mutluluk ve gövde gösterisi zannettiği sevişmeyi; sikişmeye döndüren erkek; bundan kendisi de istediği hazzı ve duygusal tatmini alamasa da bunu düzeltecek özgüveni ve duygusal zekASI OLMADIĞINDAN yıllarca süren bir olumsuz iletişimin adımları atılır. kendi beceriksizliğini, yanlış öğrenmişliğini; hayatını paylaşacağı, çocuklarının annesi olacak kadına yükler ve karşısındaki insana zorunlu bir suçluluk duygusu dayatır.
pazara çıkan annesinin kızına aldığı ilk şeyin toka, tarak ve ayna olduğu düşünüldüğünde güzel olmak zorundalığı dayatılan kadınlarımızında; komplekssiz, kaprissiz ve partneriyle sevgi ve uyuma dayalı seksüel bir iletişim kurması çok zordur. kadının yapabileceği her doğal davranışı, sürtüklük, hafiflik ve kuyruk sallamak olarak tanımlayan erkek derebeyi düşünce yapısının da etkisiyle kadın; yatakta asla içinden geçenleri, isteklerini söyleyemeyen, hahifsenmekten korkan ve komşu karısının, mesai arkadaşının anlattığı mutlu cinsel hayat ' ı sadece başkalarına mahsus bir armağan sanır. yine bu sözlükte benzer bir başlıkta tecavüz fantezisi kuran kadınlarla ilgili bir yazıma ki içeriği bunun sadece fantezi olduğu, hiç bir kadının gerçekte tecavüze uğramayı istemeyeceği ama bunu düşlemenin sağlıksız değil tam aksine sağlıklı bir seksüel düşünce biçimi olduğunu yazdığımda buna en çok da kadın yazarlar tepki vermişlerdi. bunun kökeninde kadının erkek hegemonyası tarafından dayatılan, erkek zevk alır kadın itaat eder, zevk almayı hayal bile edemez yanlışının en çok kadınların bilinçaltında tasdik görmesidir.
kabul ediyorum; tecavüz örneği uç bir örnek! ancak kocası tarafından hoyratça, bazen yumuşacık, bazen bir yabancı gibi sevilmek isteyen ama bu isteğinden önce kendisi utanan bir kadın; bunu asla dile getiremeyeceği için; bu duyguları tüketecek ve giderek sadece kocasının zevk aldığı cinselliği bir göreve dönüştürecekler ve sonunda giderek monotonlaşan, neredeyse hiç konuşulmayan hayatlarının kurtuluşunun en azından her cuma gecesi aksamayan on dakikalık seks vazifesine bağımlı sanacaklar ve bu bilinçaltılama giderek değişmez bir gerçeğe ve daha da giderek 15 günde bir cuma gecelerine dönecektir.
karısına striptiz yapmasını istediğini asla söyleyemeyecek bir erkeğin dramıyla, kasıklarının öpülmesini istediğini asla söyleyemeyecek kadının dramı ve zavallılığı aslında ikisinin yarattığı bir düğümdür. her düğüm gibi bir tane kolay açılma yolu, bir tane de zor açılma yolu vardır. ama çiftlerin bir çoğu bu düğümü çözmenin kolay ya da zor yolunu bulmak üzerinde beyin yormadıklarından; düğümü kesmeyi tercih ederler ve yataklarında uzun ölü siyah bir yılan gibi yatan soğukluğun adı bu düğümdür artık.