artık bekar ve sultan hayatıma müdürün bile tahammülünün kalmaması ve delirmesi akabinde sorulmuş sorudur.
evlenenlere hayırlı olsun. bana bakar. darısı evlenmeyenlerin başına. burada yine bana bakar. evlenmeyenler de inşallah bir an önce evlenir. üstüme alınmamaya çalışırım ki evlenmeyen de son iki kişi kalmışızdır. göz kontağı kurar. en son dayanamam ve hocam beni mi kastediyorsunuz derim. evettt evettt seni kastediyorum yeter evlen artık der....... yıkılırım.
sonra sıra diğerlerine gelir: ee evlenenler çocuk ne zaman?
-ee okulda bitti evlilik ne zaman?
-dün evlendim, ben teyzecim.
-aa..
-he ya.. kartlara kart vermedik.
-ne?
-kartları dağıtan katır yolda devrilmiş.
-tüh. çocuk var mı çocuk?
-var yarın doğuma gidiyorum.
-nasıl iş kızım o.
-aman teyze bi git ya...
.......
-evlenmiyomusun sen daha?
-ben henüz kendimi o kadar olgun hissetmiyorum teyzecim
-kazık kadar kız oldun, olur mu öyle şey, evde kalırsın yazık.
-süs be kadın azcık, sana girsin kazık.
-aa küçücük kızın ettiği laflara bak.
-az önce kazıktım evlendiriyodun?
-aman yok kızım sen evde kalırsın bu çeneyle.
-hadi ordan.
şu an düşünmüyorum diyince de
aa kız geç evlenmek çok kötü. bak ben çok pişmanım. çocuk geldi 10 yaşına ben 40 yaşındayım. erken evlen fark çok olmasın. bak ruşen amcanın oğlu bekar, geçenlerde görmüş beğenmiş bla bla bla.
ıslak odunla vursam öfkem dinmez. o kadar yani.
naz falan yapılıyor sanıyolar zaar.