evlilik:
-hayatin daha düzenlidir; uyuyacagin zaman, yemek yiyecegin vakit, sex yapacagin gün bellidir.
-camasirlarin yikanmis, ütülenmis dolapta yerindedir; giyecek çoraplarinin yeri bellidir saatlerce aramazsin.
-disardan yemek siparis etme kültürünü kayip edersin, haliyle disarda yemegide(özel günler haric.)
-allah tarafinda nasip edilmisse, cocuk sahibi olmussundur/olacaksindir.
-buz dolabinda her daim yiyecek yemegin bulunur.(fakir degilsen)
-tuvaletin temizdir, dus muslugunda kirec yoktur; dolap, televizyon üstünde tozlar bulunmaz.
-sorumluklarin iki ye bölünür.
- ve daha niceleri
bekarlar evlilere özenir, evliler bekarlara. iki durumun da kendine has avantajları-dezavantajları vardır. elbette özgürlük, hesap vermemek, an'ı yaşamak bekarlığın getirilerinden bazılarıdır ama bunun yanında evin kapısını anahtarla açmakla zile basıp eşinin seni karşılaması arasında ciddi bir fark oldugu yadsınamaz bir gerçektir.
kişiyle alakalı bir durum olduğunu düşünüyorum. sapıkça aşık çiftlerin evlenip 6 ay sonra mahkemede ''şiddetli geçimsizlik'' nedeniyle tek celsede işi bitirdiklerini görüyoruz. öte yandan yalnızlık zor.
ben ise evliliğe uygun olmayanların evlenmemesinden yanayım daha ergenliği atlatamamış erkekler, çok eşliliği savunanlar böyle insanlar evlenmemeli bu genlerinide ilerdeki nesillere aktarmamalılar.
bekarlık sultanlık palavraları baydı artık. bulaşık yıkayan sultan mı olur arkadaş.
buradan bekar arkadaşlara sesleniyorum denizde kum bitmeyeceği gibi kızda bitmez, sonu yok dost hayatlarının, vur kaç duvarpası işlerinin, o yüzden evliliğe sıcak bakın derim. sonu yok bu vurdumduymazlığın, çapkınlığın.
not: evli değilim.
