maalesef toplumun aci gercegi, hatta sadece bizim toplumumuz da degil dunya genelinde durum pek farkli sayilmaz, baska yerlerde de hizmetcilikle kolelik arasinda bir yerlerde. dahasi erkeklerin cok yada az egitim almis olmasi bu durumu degistirmiyor. erkekler icin kadinin calismasi yada calismamasiyla kimse ilgilenmeyip, eve gelip eslerinin yorgun argin ev islerini yapmasini bekleyip, sonrada karim beni anlamiyor, evlendik degisti, vs. teraneleri, ama kanimca en kotusu kadinlarin erkekler tarafindan degilde baska kadinlar tarafindan hizmetcilige itilmesi ve durumun kisir bir donguye donusmesi. biz yaptik sende yap, biz cektik sende cek hesabi.
edit: basliktaki kucuk degisiklik nedeniyle ilk cumle.
evliliği; sadece kadının hizmet etmesi olarak gören insanların olması sonucu, ortaya çıkan durum. feminen zihniyet değil, toplumun gerçeğidir. eğitim seviyesi ne olursa olsun, türk erkeklerinin beklediği şey; evlenince, kadının kendisine hizmet etmesidir. etmesin demem ama hayat müşterektir. erkek de kadına yardım ederse, neden olmasın?
Açık toplum enstitüsü ve boğaziçi üniversitesi nin 2006 senesinde ortaklaşa yaptıkları kamuoyu araştırması, 15 ilin kentsel ve kırsal yerleşim birimlerinde, 18 yaş üstü 1600 civarı erkekle, hanelerde yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılmıştır.
Kadınlar ve erkekler siyasette, iş hayatında, toplum içinde ve aile hayatında her bakımdan eşit haklara sahip olmalıdır, diye düşünenelerin oranı %87 olsada, Kadının esas görevinin kocalarına evde hizmet etmek olduğu fikrine katılanların oranı %71, araştırmaya katılanların %67'si ise Hizmeti aksıyorsa, kadın o zaman işi bırakmalı ve ev kadını olmalıdır. şeklinde görüş belirtmişler. Bir erkek karısına gerekli görürse dayak atabilir düşüncesine katılanların oranı ise %23. Erkeğin şerefinin karısının namusuna bağlı olduğunu düşünenlerin oranı %73.
insanı hayrete düşüren bir sonuç.
Bir kadınla bedava hizmetçilik etmesi için evlenilmez. Bunun için ücretli işçi alırsın ancak. Ama kadınlar bunu gönüllü olarak yaparsa, o başka. islam dinine göre kadın çocuğunu emzirmemek hakkına sahip ve dilerse sütü için çocuğunun babasından ücret dahi talep edebilir. çocuğu ve babası üzerinde bu haklara sahip olan bir kadın, nasıl evin işini yapmak zorunda olan bir hizmetçiye indirgenmiştir, çok sakat bir düşünce yapısı hakikaten.
evli olsun olmasın,
kadın her daim evin ve erkeğin hizmetinden sorunludur!
bu onun kadın olmasından kaynaklıdır evli olması ikiye katlar sadece bu durumu!
Hizmetçi: Para karşılığında kişi veya kişilere hizmet edendir. Ancak evli bir bayan eşine (sevdiği insana) gönüllü bir şekilde hizmet eder. Bu kesinlikle hizmetçilik olarak görülmemelidir.
geleneklerden ve kültürden kaynaklanır bu durum. bunların değişmesi ise çok uzun bir zaman alacaktır. kadınların artık bir hizmetçi olarak görülmemesi ise yine kadınların kendilerine düşmektedir. ancak bir kadın, bir kadını insan yerine koyabilecek çocuğu yetiştirebilir. bu da toplumun ve kadının eğitim seviyesinin yükselmesiyle olur. aslına bakarsanız eğitim hem nedende hem sonuçta yatar. bunu söylerken bugünkü türk eğitiminin(hem aile içinde hem okulda) bunu çözebileceğini söyleyemem.kadınlar da bir bireydir. hayalleri, hayatta amaçları vardır. erkeğin kadının tüm dünyası olmasını beklemek çok bencilce bir davranıştır. bir eş aramakla, bir hizmetçi aramak arasındaki ayrımı doğru yapmak lazım. karşımızdakini önce insan olarak görmeyi öğrenirsek, anlayışlı olabilirsek daha sağlıklı ilişkiler kurabileceğimize inanıyorum.
Evlilik kadınlar için bir hizmetçilikten de öte bir köleliktir. Yıllar boyunca evini çekip çevirmiş, çocuğuna eşine saçını süpürge etmiş kadının fedakarlıklarının madalyası aldatılmak ve terkedilmektir. Bu kadınların sayısı çok fazladır, çünkü erkeklerde sadakat, bağlılık gibi kavramlar yoktur.
yetiştirilme tarzının dayatmasıdır...
yaşam sahnesindeki konumunun farkındalığında olan kadın için bu mümkün değildir. madem ki bir yaşam birlikte paylaşılıyor; hayat müşterek deniyor...o zaman da günümüzde herkes üzerine düşeni yapacak artık..."kadın yapar, erkek bakar" safsataları çok eskilerde kaldı...
kadinina bagli olan bir önermedir. gerci adama da baglidir. yani bir sürü sarta bagli bir önermedir, ancak bu sekliyle, cok genistir, ve "genelleme" kapsamina girmektedir.
annelik, babaliktan daha önemlidir bir cocuk icin. hem fiziki hem de psikolojik olarak. bir bebek icin bu dünya da anneden baska hicbir varlik annenin yerini tutamaz. kadin evlenirken kafasinda "cocuk" düsüncesiyle evlendiyse, öncelikle bu böyledir, ve bu, allah´in- ssiz isterseniz "doga"nin deyin- bir kanunudur. bunu degistirmek mümkün degildir. bu durumda, "eve ekmek getirmek" olayi otomatikman kocanin üzerine düsecektir. kadinin evde cocukla hasir nesir olmasi gerekecektir. ancak cocuk büyüdükten sonra yeniden disariya cikabilir. tabii ikinci bir cocuk daha olmazsa. mesela bir kadinin 3 cocuga annelik yapmasi demek en az 7-8 yili evde gecirmesi demektir. ya da calisir, cocuguyla birseyler yapar, ama bu pek saglikli bulunmaz sosyologlarca. neyse yani... zor konu tabii... kadin ama köle degildir, ama evde oturdun mu, iste ev temizligidir, alisveristir, cocuktur, derken okuldur, cocugun dersleridir falan diye bir "ev hayati" döngüsüne girer kadin. bu hayatin bir sekilde yönlendirmesidir.
calisan kadinlarin da cocuklari vardir, bu kadinlar genellikle cocuklari büyüdükten sonra o cocuklarla büyük problemler yasarlar, ve genellikle " iyi bir anne olamadiklarindan" yakinirlar.
ikisinin birden mükemmel yürümesi de mümkündür ama cok zor bir is olmali ki, bu durum cok nadiren görülür.
bu problematiğe en güzel cevabı peygamberimiz (s.a.v) vermiş olsa gerek:
eşlerinizin evlerinizi derleyip toplaması, çocuklarınıza bakması ve size yemek hazırlaması görevleri değil size lütuflarıdır.