25 yaşına gelmiş olmasına rağmen kala kapağı atacak bir enayi bulamadığı için bunalımdan bunalıma koşan,hayattaki tek amacı çiftleşip toplumsal bir statü kazanmak isteyen zavallı türk kızıdır.
özellikle kızları küçüklükten beri işleyen, şartlandıran ebeveynlerinin ve çevresinin suçudur.
tabi sonra da o kız durumu değiştirmemiştir ya da değiştirememiştir. ama en başta ailenin suçudur bu. herkes evlenmek zorunda mı arkadaş?
yabancı çıplak kadın delisi abaza türk erkeği gibidir.
al birini vur ötekine.
en sonunda bunlar evlenir. bir süre her iki taraf istediğine ulaşır.
ama ne evlilik çözümdür ne de kadının çıplak olması.
yürümez de yürüyormuş gibi davranılan evlilik kurumunun aktörleri ve ruhu hala boş insan modellerinden sadece biridir.
gelenek, görenek, ataerkillik derken boşa giden bir ömür.
erkek kadın olamadan en önemlisi insan olamadan sürekli sürekli suçlayarak bomboş bir ömür...
sadece bir cinsiyete anlam yükleyerek aldığın nefese yazık etmektir bu.
bilmem anlatabildim mi ?
pek sanmıyorum zira kromozomlara işlemiş bir üstünlük algısı var, giyeceğin boyun kadar bir kefen gidilen yer aynı olduğu halde.
yeni yerler görmekten, kendini geliştirmekten, farklı kültürler tanımaktan aciz türk kızıdır. tek aktivitesi bütün gün evde oturup kocasının işten dönüşünü beklemektir.
Evlilik delisinden daha çok, baba evinde gördüğü baskıdan ve umutsuzluktan kurtulmak isteğidir. Ancak kendi kurduğu yuva da belirli bir zaman sonra aynı duruma gelmektedir. Bu kör düzen bu şekilde sonsuza denk devam etmektedir. Acaba ne yapmak gerekmektedir. Acaba ne demek gerekmektedir. Bilemiyoruz..
evlilik delisi uaaa kocasını bekliyor yazık heheheh demeden önce oturup nedenleri üzerine düşünülmesi gereken türk kızıdır. evde yaşadığı baskıdan ya da yapılan kötü muameleden kaçıp kurtulmak isteğiyle bir işe kalkışıp yine kurtulamayarak kısır döngüye girmek zorunda kalır genellikle. zira takdir edersiniz ki herkes aynı şartlar içerisinde yaşamıyor.