Tespit gibi tespittir. Fakat suçluyu ararken düşünülmesi gereken bir nokta da şudur : aşk evliliği tahrik etmiş midir? Belki nefs-i müdafaa vardır. Sebepsiz yere öldürmüş olamaz. Evlilikten ve aşktan ne beklediğin ne anladığın ne istediğinle çok alakalıdır. Aşk biter bir gün evlilik olmadan da bitebilir.
Bencede evlilik aşkı öldürür çünkü o gözlerine bile bakmaya kıyamadığın kişiyi tuvalette işerken görüyosun duş alırken görüyosun ve aradaki mesafe gidiyo daha samimi bi hal alıyo utanma duygusu kalmıyo.
Evlilik aşkı taçlandırır. Aşk kendi kendine her biyolojik yapı gibi ölür. Ölmek de kötü şey değildir. Tam da yaşaması gerektiği gibi tam da yaşaması gerektiği kadar yaşamış herşeyin ölmesi güzeldir. Çünkü yeni nesillerin önünü açacak olan o aşkları yeinden yaşatacak olan şey eski aşkların ölüleridir.
evliliği ilişkinin sonu olarak görenler için evlilik gerçekten de bir katildir. sadece aşkı öldürmekle kalmaz, uyumu, arkadaşlığı, beraberlik duygusunu da öldürür. biz hiç birbirimize göre değilmişiz halbuki noktasına getirir.
oysa ki evlilik resmi onaydan başka birşey değildir. sen arkadaşından zamanla sıkılıyor musun? hep aynı ses hep aynı tavırlar hep aynı karakter diye? sıkılmıyorsun elbette.
o zaman evlendiğin kişiyi eş olarak değil, öncelikle en iyi arkadaşın olarak gör ve arkadaşı ol. sonra sevgili ve eş olursun.
merak etme bunu yapan ilk sen olmayacaksın ama emin ol mutlu hissedecek ve sevgiline daha çok bağlanacaksın.
realistler bir konuda haklıdır insan ölünceye kadar kimseciklere aşık olamaz bir kimseye karşı duymakta olduğu aşkı, onunla geçirdiği zamanla ve ona dokunduğu miktarda azalacaktır. ilk günler birbirlerine sımsıkı sarılıp uyuyan yeni evlilerin 10 yıl sonra yine aynı şekilde sarıldıkları kaç binde bir görülmüş?
aşk insanda hep dirilmesi potansiyel bir duygudur ve karşıda net bir kişi yoktur aşk için. a kişisini seversin sonra biyolojik olarak ona karşı olan aşkın bitince b kişisi ister aşk. işte burada senin için yollar ikiye ayrılır ya ona izin vereceksin ve o b kişisini bulacak yada izin vermeyeceksin ama aslına bakarsan o izin vermeni istiyor.. işte evlilik burada devreye giriyor ''hayır'' diyor ''o aşka izin verme hep öyle ölü kalsın'' işte bu yüzden aşk evliliği sevmez evlilikte aşkı sevmez bu ikisini zorla aynı eve sokmaya çalışmaktansa aşk yakıtının bitmesi ihtimaline karşın ''sadakat, kafa benzerliği, zevk benzerliği'' gibi ek yakıtları olmalı insanın. kuru kuruya aşk ile evlenenler sonradan bir birine düşman olacak iki farklı kavramı aynı pembe panjurun ardına sakladığından ne kadar haberdarlar?
Bu akılcıların tipik düz çizgili neden-sonuç yanılmalarından biridir. Doğrusu şöyledir: aşkın beklenen ölümünün evlilik sırasında gerçekleşmesi. sık rastlanan bir tesadüftür sadece. Aşkın ömrü zaten kısadır, ölümü de hep ama hep doğal nedenlerledir.
Evlilik aşkı daha da alevlendirir. Aynı evi, aynı yatağı paylaşmak, aynı evin içinde vakit geçirmek sokakta görüşen sevgililer olmaktan çok daha özeldir, çok daha yakın olmaktır.
Yok lan boyle bir ciftler evlenince bir anda daha onceki hayatlarinda orospu pezevenklermis gibi kendilerini degistirip toplumun ahlak kurallarina sinirsiz biat edip zihniyetlerini degistiriyorlar. Sonra evlilik aşki oldurur hayir lan toplum turk kulturu islamin anlattigi evlilik aşki oldurur.