atılan imza güvensizliği değil aksine verdiğin onemi ve güveni vurgular. seks yapmak için devlet onayı şart değildir elbette. ama insan birine bağlanmak ister, doğacak çocuklarına biz bir aileyiz duygusunu öğretmek ister. hele türkiyede herkes evleniyorsa sen de evlenmek zorundasındır. entel isyanlarla ota b.ka karşı çıkmamak lazım a dostlar.
Kendisinin evlilik birliği olmadan doğup büyüdüğünü hayal edip ölçüp tartip sonra karar vermesi gereken kişinin yanılgı dolu cumlesidir.
Cocuk sahibi olmak istemiyorsan o ayrı da, efendim düzenli bir ailede doğup buyumemek evlenmekten çok daha gereksiz ve saçmadır.
kesinlikle katıldığım önerme. yıllarca aynı evde sevgili kalıp evlenince ayrılan nice çiftler olmazdk aksi takdirde. hele iki kişinin ilişkisine devletin taraf olması...
önümüzdeki 100 yıl içinde tahminim azalarak bitecek bu gereksiz kurum...
bizde evlenince sadece evlendiğin kişiyle değil tüm sülaleyle evlenirsin çünkü. ebesinin amındaki insan bile gelip senin hayatına karışma hakkını bulur kendinde. siktir git lan desen ayrı dert demeyip, alttan alsan ayrı dert. kaldı ki evlenince toplumsal rollerin dayatmaları bizde fazladır. kadınsan evde yemek yapar, çamaşır yıkarsın. erkeksen eve sen bakarsın. şimdi kadınlar çalışıyor. ama görev belli yine ev işi kadında. üstelik kadın şimdi erkekten fazla kazanıyor. ne olacak bu iş?
biliç değişmezse evlilik saçmadır. anlamsızdır.
öyle yok beni bırakamaz filan diye evlilik yaparsan eli bıçaklı adamdan kaçmanın yollarını ararsın bir gün, kaçamazsan 3. sayfalar sana açılır bir anda. kapiş. haydi bakalım. zoraki değil gönülden olmalı evlilik dediğin.
hayatında hiç gerçekten sevmemiş insanların düşüncesidir. ölene kadar degişim istenebilir bu bir olasılık peki ya ölene kadar sadece bir kişiyle olmak istenirse? istenmeyecegi ne malum? her insan sonsuz güven duymak ister birine. sırtını yaslayacagı onu hiç bırakmayacak hep sevecek bir eşi olsun ister. böyleleri zor bulunuyor tabi ama sonuçta imkansız da degil.
benim dinimin emri gereğince bir kadınla günah işlemden cinsel ilişkiye girmemin tek yolu evlilikten geçiyor.
olaya bu açıdan bakarsak sırf cinsel ilişkiye girmek için evlenelim gibi bir mantık çıkıyor ki, çok yanlış bu tabi.
evlilik toplum hayatının temelini oluşturmak zorundadır peki neden ?
-evlilik dışı oluşan çocuklar veled-i zina olarak adlandırılır. anası belli olsa bile babasının bir kesinliği yoktur. yer yüzündeki hangi insani vicdan bir çocuğun hayatı boyunca böyle bir yükü taşımasına izin verir ?
-evlilik birlik beraberliği kendisiyle birlikte sürükler. daha yoğun aile ve arkadaş görüşmeleri demektir. daha çok sosyalleşmek demektir. buda toplumsal bilinçlenmeyi sağlar ve tetikler. aksi takdirde her birey sosyal olmadan kendi başına birer birey olarak kaldıydı, ne devrimler gerçekleşebilirdi nede toplumsal ayaklanmalar. (günümüzde insanların bir bütün olarak olan olaylar karşısında başkaldıramaz hala gelmiş olmalarında bireyselliğin çok büyük bir etkisi vardır)
-evlilik insanın özünden gelir. insan 2 eş olarak yaratılmıştır. tek olması düşünülemez. bir elmanın yarısıyız diyerek olayı daha da romantik bir hale dönüştürmek istemiyorum. yalnız kadının ve erkeğin ayrı ayrı tek başına başaramayacağı pek çok fiil vardır.
-son olarak. kim akşam eve geldiğinde sıcak ve içi seslerle dolu bir yuvanın kapısını açıp içeri girmek istemez ki.
taşıyan var taşıyamayan var. eğer hem eşine hem işine hem de çocuğuna vakit buldukça ilgi gösteriyorsan tadından yenmez. öteki türlü ı-ıh oluru yok. doğacak çocuğa yazık olur .
böyle düşünen insanın da saçma ve gereksiz bir şey olmasını gerektirir. çünkü evliliği saçma ve gereksiz bulmayan kişiler de saçma ve gereksiz kişiler değildir. bilakis saygıdeğer kişilerdir.
doğrudur. ya da değildir. hiç fark etmez. birlikte yaşamaya karar vermenin mantığını kavradıktan sonra uydurulmuş bir kaç yazısız kurallar manzumesi desen de olur evlilik için. olmazsa olmazlar bütünü desen de fark etmez. olay orda "birliktelik". onun farkında oluktan sonra gerisi hikaye. prosedür.