olgun adamlardan hoşlanma ekolünde son noktaya ulaşmış hatunun yaşabileceği bir love affairdir efendim. adam olgun değil artık tabiri caizse işin * ustası olmuştur. hem koca hem de baba olmak konusunda test edilmiş onaylanmıştır.*
aşık olan kişi de erkekse, içinden çıkılamayacak olan durumdur. zira, evlenip çocuğu olmuş bir erkek, erkek gibi erkektir. ona aşık olan insan, erkeklikten henüz nasibini alamamış, benliğinde karmaşalar yaşayan yavşak bir insandır. bsg çay koy demek en güzelidir.
aşık olmaktır. adam evlidir, çocuğu vardır, belki kadın da öyle. ama aşık olmaktır. gönül ferman dinlemez, medeni hale, nüfusundaki kişi sayısına bakmaz aşık olurken. etik midir, hayır. ama aşkın etiği var mı? bence yok.
ya evli olduğunu bilmeden aşık olmuşsa diye soru işaretlerinin oluşmasına sebep olan durumdur. zor mudur? bilemem ama her aşk zordur bunu bilirim.
(bkz: hadi buyur burdan yak)
adamın çocuğunu da otomatikman kabullenmektir ve çocuğun zaman zaman üstüne oynayan kadındır.
işte o çocuk çok önemlidir bu ilişkide. adamı cinselliğin dışında kazanmakta zorlanırsa kadın; genellikle başvurulacak duygu sömürüsünün baş aktörü olur bu çocuk. çocuğun belki de hiç bir şeyden haberi olmamasına rağmen olayın en büyük kahramanı olması an meselesidir ilişkide. sık sık onunla alakalı cümleler kurar kadın, kullanmaya kalkar. methiyeler düzer. çocuk bir anda konuşmaların içinde bulunmaya başlar.
kadın; "bak ben de dahilim bu ilişkiye, ayırmıyorum kimseyi" anlamını konuşmalarına katmaya başlar. "çok iyi anlaşacağız onunla" der ikide birde. çok aşağılık bir durumdur aslında bu kadın için. hem çocuğun, hem de başka bir kadının varlığını bile bile yapılan bir aptallığın içindedir maalesef. işin tehlikeli tarafı adam bunu sezdiği zaman gerçekleşir ki, bu da ilişkinin anasını ağlatmaya yeterlidir. ve ilişki bir daha başlamamak üzere bitmeye doğru emin adımlarla gitmeye başlar. bir de bunu üst üste yaşayanlar veya bu tiplerin peşinde olanlar var ki; bu konu ayrı bir entry konusu olduğundan, hiç girmemekte fayda var. allah nerede varsa sabırlar versin diyelim ve noktalayalım.
aşık olmak öyle mantık işi olmadığından olabilecek bir durumdur. zira herşey insanlar içindir. ama yine de "allah korusun"dur, "allah yazdıysa bozsun"dur.
bu eylemi gerçekleştiren talihsiz kişiyi zor günler beklediğinin resmidir.
kadını hamile kalıp çocuk yapma derdinden kurtaracak bir durumdur. adama aşıksındır çocuk ta önceden yapılmış hazırdır daha ne olsun körün istediği bir göz allah vermiş iki göz.
arın edebin poşete girdiği günümüzde gayet de mümkün hadisedir. önceden böyle miydi oysa? kız kısmısı evinde oturur hayırlısıyla kısmetini beklerdi. şimdi ise yok msn di yok sms di mertlik bozuldu yeminle. böyle olursa evli adama da aşık olur bunlar, teneşirin paklaması gereken sarkık t.şağa da peh!
kötüdür, zordur, hatta bizzat içinde bulunduğum bir durumdur.
fakat bir ayrıntı da vardır ki benim için, daha bir çok akıllara zarardır. evli ve çocuklu o adama evlenmeden önce aşık olmak. yaşadığım budur benim, aşık olduğum delilergibi sevdiğim adam, gün gelir evlenir.. düğününe gidersin, oynarsın sanki herşey güzelmiş gibi. eve dönersin 2 ay boyunca bırak evden çıkmayı, yataktan bile çıkmazsın. çocuğu olur sonra.. yüreği kaldıran varsa gider çocuğu da sever, ama benim yüreğim kaldırmadı, gidemedim.
Herşeye rağmen insanın içinde saklaması gereken bir şey.
imkansız aşktır.hiçbir zaman senin olmayacağını bildiğin bir adamı seversin dünyevi zevklerin kadını değilsindir elini tutmasada ne farkeder ki o eşiyle çocuğuyla yuvasında huzurlu yaşasın ayağı taşa gelmesin istersin zaten gerçek aşk onun mutlu olmasını istemek değilmi ki herşeye rağmen.
toplumumuzca ahlaksızlık olarak görülmektedir.ama masum yanlarını da düşünmeli. dr pfaff'ın yapmış olduğu deneyler sonucunda erkeğin üzerine sinen eş kokusunun da ayrı bir çekiciliği olduğu ortaya çıkmıştır.
ayrıca gözler görmedende kalp aşık olacağını hisseden tek güçtür sonuçta. aşkın ne zaman kalplere gireceğini hiç birimiz önceden kestiremeyiz, aniden gelir ve tam ortasına konuverir kalbinizin. aşık olduğunuz kişinin konumunu ve yaşamını düşünme gücümüzde olmaz. zaten asıl çaresizlik burada başlar. aşık olduğumuz kişiye olan aşkımızı belki örfümüzden belki yaşamımızdan dolayı bastırırız ve suskunluğu seçeriz. acı iki taraf içinde katlanılmazdır...
( gerçketen büyük saygısızlık olduğunu ve yuva yıkanın yuvası olmayacağını biliriz hepimiz elbette ancak kalpten söküp atılması mümkün değildir bu yıldırım aşkını .bu nedenle böyle bir konuyu ne eleştirmeye gücüm yeter nede övmeye yaşantım müsade eder.)
