patlattığınız kızın akrabalarının köyden geldiğini ve sizi aradığını duyduğunuzda nikah memurunun elini öpme vakti gelip çatmıştır ağalar beyler. maşallah.
artık sevdiğin kızı haftada 1-2 değil her gün görmek istiyorsan, her sikik sabaha onun yüzüyle uyanıp gününün güzel geçmesini istiyorsan, her akşam bok gibi eve geldiğinde sıcak bir öpücük ve bi tas yemekle şarj olmak istiyorsan vakti gelmiştir.
Topluma, herhangi bir fikre veya bir amaca hizmet etmenin tat vermediğini anladığın an herseyin senden ibaret olduğunu çözdüğün an zaten çekiliyosun köşene. sonra bakiyosun hayat akıp gidiyor, ürettiğin bir şey yok, yaş ilerledikçe yalnızlaştığını görüyorsun, herkes bir uğraş peşinde, eski dostların yol almış..
işte o zaman diyosun benim hayatım çok da geniş değil, çok da bir vasfım yok. Beklentilerin de düşmüş, mutluluk için o genç yıllarındaki büyük idealleri de istemiyorsun. O halde evleneyim, eşimle ve çocuklarımla yaşayım bu küçük hayatı diye düşünüyorsun.
herhangi düz bir duvara doğru dönülür, şöyle bir yukarıdan aşağı duvar süzülür ve "ben buraya ellerimi kullanmadan tırmanabilirim" deniyorsa, yani gözü o duvara ellerini kullanmadan tırmanmayı kesiyorsa evlenme vakti gelmiştir.
kızlar için;
sürekli ailesiyle tartışıyorsa ve "hiçbiriniz hatta kimse beni anlamıyor yea" diyorsa, evlenme zamanı gelmiştir. evlendirin. bırakın başkası anlamasın.