Eski medeni kanunda da yeni medeni kanunda da evlenme akdinin tanımı açık olarak yapılmamıştır.
Ancak, aile malları yönünden aile şirketi emvali (malları) teriminden Söz edilmiştir. Öğreti ve uygulamada yaygın biçimde kabul edildiği üzere evlenme akdi, karşı cinsten iki kişinin tMk'da belirtilen yetkili memur(Iar) önünde, kanunun öngördüğü öbür biçimsel koşulları yerine getirerek, aile birliğini oluşturmak amacıyla yaptıkları bir sözleşmedir.
Evlenme sözleşmesinin tamamlanması için (nişanlanma da aynı hükme tabi) karşı farklı cinsten (erkek ve kadın) kişilerin sözleşmenin tarafı olması şarttır. Bu yüzden, aynı cinsten iki kişinin, mesela; iki kadının veya iki erkeğin resmi evlendirme memuru önünde evlenmek istemeleri halinde resmi memur yani, evlendirme memuru bu talebi red'detmek zorundadır. Bu türden bir evlenme sözleşmesi her nasılsa yapılmışsa, kişisel durum sicillerinde kendiliğinden düzeltme yapılamayacağından, bu konuda mutlaka mahkeme kararına gereksinim bulunduğundan, evli çiftler arasında cins ayrılığı bulunmadığını belgelere göre saptayan nüfus görevlisi, evlenme akdini nüfus kütüğüne işlememek ve durumu Cumhuriyet Savcılığına bildirmek (ihbar etmek) zorunluğundadır.
Yasa yönünden böyle bir evlilik 'yok' sayılır.
Gerçek bağlamda, cinsiyet ayrılığının, evlenme akdinin veya bu akdin kurulmasını sağlayan kurucu öğelerden olduğu ve akdin kuruluşu anında bulunması gerektiği konusunda duraksama yoktur. Ancak, transseksuel liğin diğer taraftan (evliliğin tarafı olan diğer eşten), gizlenmiş olması halinde, hile kullanılmış olması ya da bu durumun sonradan öğrenilmesi halinde vasıfta yanılgı hata söz konusu olduğundan, bu durumda görevli ve yetkili aile mahkemesinden evliliğin iptali istenebilir .
