nişanlılık süresince yapılan alışveriş hengamesi, gerekli gereksiz alınan incik boncuk, düğün stresi, başkaları tatmin olsun diye yolda görsen almayacağın bir sürü şeye tomarla para dökmek yetermi gençler. evlilik zor, sürdürmek daha zor. sonra o aldıkların elinde patlıyor.
edit: eksileyen genç kesin bayansın. hep sizin başınızın altından çıkıyor nasıl zevk alıyorsunuz o alışverişi yaparken biliyorum.
En büyük etkenlerden biri ailedir. Zira büyüdüğünüz aile ortamı huzurlu değilse, erkek sürekli kadını ezmeye çalışıyorsa, - ki kadın bunun karşısında dimdik durmaya çalıştığında sorun daha çok büyüyor. - , çevrenizdeki evliliklerin her birinde saçma sapan sorunların saman alevi gibi gereksiz büyütüldüğünü görünce soğuyorsun işte.
Hem evlilik dediğiniz dertten başka bir şey değil.
--spoiler--
Anam bana kız beğenmiş
Evlenmem evlenmem
Gtmiş görmüş hem istemiş
imanıma evlenmem
Dedi oğlum bu kız güzel
Evlenmem evlenmem
Çok güzel hem sosyetikmiş
imanıma evlenmem
Ah evlenmem evlenmem
Vallahi evlenmem
Bu genç yaşta kendimi
inan heder edemem
Ne fakiri ne zengini
istemem istemem
Gönlü zengin olanı
E isterem isterem
Ne uzun ne kısasını
istemem istemem
Aklı başta olanını
E isterem isterem
Dünya güzelle dolsa
istemem istemem
Huyu güzel olanı
E isterem isterem
Ah evlenmem evlenmem
Kitabıma evlenmem
Bu genç yaşta kendimi
inan heder edemem
Elazığ uzun çarşı
Evlenmem evlenmem
Dükkanları karşı karşı
Allah' ıma evlenmem
Yaşı küçük olanın
Evlenmem evlenmem
Vallah bağlanmaz başı...
karşı cinse olan güvensizlik. benden daha iyisini bulduğunda vurdurma ihtimali. insanoğlu çiğ süt emmiş.
geçmişinde yaşadığı cinsel hayat.
sorumluluk yüklenmesi. maddi olarak herkesi memnun etme zorunluluğu. ona vakit ayırmak için kendi hayatından kısmak.
onun ailesinin de hayatına girmesi. daha fazla baskı hissetmek.
çocuğun tipsiz, geri zekalı, anlayışsız bir çomar olması. (tipsizim.)
böyle bir dünyaya çocuk getirmek istememek. dünya kötü olduğundan gibi klişe bir nedenden değil. ben zengin değilsem bu çocuk para kazanmak için hayatını sikecek, gerek yok.
zamanında aşık olup, sonra kazık yemek... artık aşka inanmamak. sadece ihtiyaçtan dolayı birliktelik yaşamak.
edit: ve evet, kadınların eşitlik ayağına üste çıkma çabaları. üniversite okuyan kızlarda yok ben bir bireyim özgürüm ayakları olması. bunun üzerine benim istemediğim şeyleri hiçbir anlaşma zemini olmadan yapmaya başlaması. özgürlüğü dikbaşlılık, anlayışsızlık olarak görmek.
düğün ayağına her türlü şeyin ihtiyaç olması, bu sözde ihtiyaçların fahiş fiyattan kaktırılması ve tüm bunları normal karşılayan eş adayı. başıma gelen durumdur. mecbur iki aya imzayı atacağız.
Evlenen yakınlarımın genellikle biz evlendikte ne oldu diye başlayıp sonunda benim dinlemediğimi farketmeleriyle sustukları durum, gerçekten soğuttular.
çiftlerden birinin hayata gözlerini erken yummasıdır. hele bir de bu evlilikten geriye bir meyve kalmadıysa geride kalan için de tutunacak ne bir dal, gidilecek ne bir yol kalmıştır.