ilişkiler bana göre kendi içinde safhalara ayrılan 10 temel seviyeden geçiyor. Evlilikse ancak -ideal olarak- 7. safhada husule gelen bir şey.
1. Birbiriyle tanışmak, karşılıklı ilgi duymak ve adım atmak
2. Bu adımlar sonucunda birbirinin hayatında tutarlı şekilde "var olmak"
3. Bu var oluş sonucunda karşılıklı etkileşimde bulunmak (sevişmek en erken burada olmalı)
4. Birbirini, hassasiyet ve zayıf yönlerinizi görecek kadar tanımaya başlamak ve bunun sonucunda bir karar vermek (çoğu ilişki burada kopar)
5. Ailelerle tanışmak, iletişim kurmak, onların da bu sürecin önemli bir parçası olduğunu anlamak
6. Aileler tanıştıktan sonraki evliliğe hazırlık süreci, olayın iyice derinleşmesi (makaraların sıklıkla koptuğu bir başka seviye)
7. Evlilik
Buraya dek eğer gerçekten sağlıklı bir şekilde gelinirse, o evliliğin yürüme şansının da (daha sonra karşılaşacağınız zorlu seviye ve engellere rağmen) oldukça yüksek olduğunu iddia ediyorum.
cv me bir boşanma eklemiş biri olarak diyebilirim ki, değil 7, 77 sene de geçse aynı kasayı (aynı ev demiyorum 2 sene unıversitede aynı evde yaşadım) paylaşmadığın sürece düşünülmemesi gereken birliktelik.
edit: soran olmuş 3 aylık evlilik 7 yıllık sevgililiği tüketti.
evlenmek, evlenecek çiftin ailelerininde evlenmiş kadar önemli olduğu söylenirdi hep. galiba bu argüman yeni nesilde pek baş göstermiyor. kimsenin büyükleri taktığı yok pek. devir hep kötüye gidiyor. bekarım ama gördüklerime göre evlilikte en önemli şeyler. uyum, sevgi, saygı,cinsellik, rutinden olabildiğince uzak kalma galiba. tüm bunları biraraya getirme derdindeyken ailelerin de anlayışlı olması gerekiyor bazen.
Elin gavuru sade bir nikahla doğal bir mutluluk anı yaratırken, bizim ülkedekiler gösteriş ve şatafatı pek sevdikleri için yapay bir mutlulukla beraber evliliği abartmayı çok severler.
günümüzde aptallıktan başka bir şey değildir. elvis presley'in(kral) bile aldatıldığı şu dünyada kime güvenebilirsiniz ki?
elvis'e bok atanlar da oluyor bu örneği sununca. neymiş efendim para ve şöhretle aşk mı olurmuşmuş. ulan bu kezo değil miydi elvis hayranı olan? ne o canım? uzaktan çekici iken yakından görüşünce "pek bi numarası yokmuş yeaa" mı oldu? işte günümüz kadını da bu tarzdadır. aksini iddia eden muhtelif yerlerindeki pisliği silsin lütfen, daha ondan bile haberi yok.
diğer yandan elvis'in eşine olan tutumu bir erkeğin bir kadını sevebileceği en güzel şekilde sevmek olmuştur. sadece para ve şöhret ile gözünü boyamamıştır yani.
bir kadına aldatan kadınları örnek olarak sununca hemen "sen hep *rospularla tanışmışsın, herkesi öyle sanıyorsun" der. kardeşlerim, değerli yoldaşlarım.. günümüzde bütün zihinler teknolojik aletlerin ve sürüyle pek çok yeniliğin ve ürünün esiri olmuş, dikkatimizi dağıtacak veya ilgileneceğimiz çok fazla farklı şey var. 1970lerde hayatımızda sadece bir televizyon ve onun üzerindeki dantelin acımasız gerçekliği vardı ve o yıllarda mantıklıydı ama şimdi çok fazla şey var, insanların alternatifi çok fazla. öyle ki anlaşmazlıklarla geçen bir evlilikte sorunları çözmek yerine "nasılsa başkasıyla da yaşayabilirim" düşüncesi var. hele ki 21. yüzyıl türkiyesinde bu, özellikle kadınlar için bir çıkış yolu oldu. . dünya gelişti, tabular neredeyse yıkıldı ve 50 yıl önce zor gelen şeyler fazlasıyla normalleşti. bu yüzden bir kadın için boşanmak kurtuluş, evlenip boşanmış olmanın ve bu sürede kazandığı ekonomik ve kişisel özgürlüğü sayesinde bir başkasıyla evlenmeden de rahatça görüşebilecek olması demektir.
insanlar artık tüketmeye alıştı ve bu yüzden hemen sıkılıyorlar. bir başkasıyla ilişki yaşamak tabu olarak görülmüyor ve boşanmak kötü bir şey olmak yerine aslında bir kurtuluş olarak görülüyor.
hülasa evlilik ve o sıcak mutlu yuva hayalleriniz 30-40 yıl öncesi için geçerliydi, artık bayatladı. büyük ihtimalle boşanacağınızı göze alarak evlenin. 3-4 yıl önce evlenip halen boşanmamış olmayanları da referans almayın. bir şeyleri göze alamadıkları için boşanamıyorlar. günleri birbirilerine tahammül etmek zorunda olmakla geçiyor. sanıldığı gibi mutlu da değiller.