en iyisinin bu olacağını bilen kızdır. evlenmek nedir? gelenekleri sürdürmek mi? değil. evlenmek yasal sevişme iznini almaktır, evlenmek düz mantıktır. yine birini sever, yine aşık olur ama evlenmeden de sürdürebilir bu ilişkiyi. hem nedir çocuk yapmak, mutlu bir aile kurmak. her şeyden önce bir birey dünyaya getirip ona dünyanın acılarını çektirmek. asıl evlenmemek cesaret ister, hayalleri de vardır o kişinin, geleceğe dair planlarıda, erkeği de vardır o kadının, zaman kavramını da yırtıp atmıştır.
işte yaşamak bunun gibi toplumsal düşünceleri atmak ile başlar.
30 yasına geldikten sonra bu fikrinden vaz geçecektir. daha oncesinde ettigi buram buram hayatı sorgulama kokan, hayata ve onun getirdiği kurallara isyan eden sözlerini tek tek yutup nası biriyle evlensem diye düşünmeye başlayacaktır. "çoh yalnızım bana bir koca lazım" diyerek ortalıkta dolaşırlar.
bu tarz kızlarımızı cok görüyoruz ama hiç 30 lu yaslara gelip boyle düşünen de görmedim. gören varsa söylesin. insanın tabiatına ters bir kere. erkek de kadın da böyledir.
durduk yere sıkıntıya girmek istemeyen kızdır, bekarken yemeği annesi yapar, bulaşığı canı isterse yorgun olmazsa yıkar, çamaşırı makineye bile genelde annesi atar, sabah kalktığında kahvaltı hazır olarak onu bekler, kazandığı parayı kendine harcar, gelelim evlilik durumuna yemek, bulaşık, ütü, çamaşır, ev temizliği, eve alınacak sebze meyve şarküteri hepsi hatuna kalır, birde işi yokmuş gibi eşini mutlu etmeye çalışır, bayanların evlenmek istemesi çok mantıklı görünmüyor, çocuk yapma durumu olmamış olsa evlilik çoğu zaman doğru seçenek değil.
25 yaşına geldikten sonra bu fikrinden vaz geçecek kızdır.
önce aşk evliliği şöyle böyle diye ahkam kesecek sonra yıllar hızla ilerlerken para, ev, araba, kariyer derken ne aşk kalacak kafasında ne de sevgi.
normal kızdır. kariyer planları vardır. doğru zamanda doğru kişiyle olmasını da isteyebilir. normaldir. doğru zamanda, doğru kızla evlenmeyi aklından geçiren, kendini işini gücünü geliştirmeye adamış bir erkekten farkı yoktur.
şahsen bir erkek olarak aklımdan evlenme düşüncesi geçmiyor. evlenmeyi düşünmeyen kızları da bu yüzden çok iyi anlıyorum. ama şöyle bir detay var; bir erkek evlenmeyi çok uzun süre için düşünmayebilir ama kadın da durum farklıdır çünkü kadın annedir ve annelik içgüdüsünden dolayı muhakkak bir gün evlenmek ister.
çevremde, yirmili yaşlarında evlenmek istemiyorum, evlenmem diyen şu an da otuz yaş civarında olan çoğu hatun evlenmek istediğini dile getiriyor ve evleniyorlar.
erkeklerde durum daha farklı, erkek eğer hödük değilse aşık olup evlenmek ister, bir dost ister. kadınlar ise çocuk yapma düşüncesini ön safhada tutarak evlenmeyi ister.
tabi bu noktada bazı ön kriterler mevcuttur,
erkeğin güçlü olması (maddi güç - karısına ve çocuğuna düzgün bir yaşam sunabilmesi, sağlam karakter- ailesine sadık olması, özgüven sahibi olması - karısı ve çocuğunu sahiplenmesi, her daim koruması ve çocuğuna iyi bir baba modeli oluşturması) gibi.
aşkını sevgisini yasal olarak kanıtlamak istemeyen kızdır. zaten iki kişi birbirini seviyorsa imzayı kağıda değil kalbine atar. formalite olarak imzanın mutluluğu etkilemeyecek hatta hiç değiştirmeyecek olduğunu bilir.
ya da evliliğin aşkı öldürdüğünü düşündüğü için aşkını evlilikten önce tutan kızdır.
toplumumuzdaki kızların çoğunun evliliği bir kurtuluş, baba baskısından kaçış, cinselliğini özgürce yaşayacağı bir ortam olarak gördüğü düşünüldüğünde babaevinde veya yalnız, mutlu bir ortamı olan, baskı görmeyen, cinselliğini yaşayan kız evlenmek istemeyen kız olabilir.
kötü biten uzun süreli bir ilişki veya nişanlılık süreci geçirmiş kızdır. olayın tekrarlanmasından çekinmektedir. yoksa dünyada böyle bir kız yoktur. ben istemiyorum diyen hanım ablaların bilinçaltı hep evlilikle doludur.