geçen gün elektron mikroskobu başında hücre bakıyordum şimdi halay başı mı oldum dumurunu yaşatacak olan düğünden kaçma çabasıdır. ama bu toplumda ne kadar uygulanabilir bilmiyorum ama direniyorum.
bir kisiyle omur boyu yasamayi goze alamamaktir. evet ben goze alamiyorum arkadas. bir kisiyle omur mu gecer. evlendin iki sene sonra cocuk dogurtacak sana herifin teki sen evden cikamayacaksin o cocukla sonra ikincisini dogurtacak ama adamin degme keyfine. orda burda gezer. sofra kurmaya bile yardim etmez iki cocukla tum ev size kalir birde calisiyorsaniz tam rezilliktir. sorumluluk alamayan adamin evliligi istemesi bastan sacmadir zaten. sahsen ben kendi sorumlulugumu daha alamazken baska bir adamin / kadinin veya bir kac tane bebegin sorumlulugunu nasil alayim? akliniz varsa bekar kaln.
Gün geliyor canımdan öte dediğin insanı bile taniyamiyorsun kim bu ya diyosun ne bu yani ? Bide nikah kiy al yanina yamacina nasıl bir guvendir o abi ? Adam değişsin sonra işin yoksa boşanma davaları ordan oraya koştur . Bi de dogurmussan salakligina yan , yan yani . Bosver ya ne evliligiymis sen dalgami geciyorsun ?
sadece erkeklere özgü durum değildir. * kadınlarda da vardır bu ve biyolojik saati tıklayıp çocuk sinyalleri gelene kadar evlenmek istemeyecek kadınlar var artık.
çünkü erkekler güven vermiyor. aldatan erkekler , boşanmak isteyen eşini öldüren erkekler , şiddet uygulayan erkekler ve daha niceleri... Kadınların evlenmek istememeleri daha akla uygun hatta.
herkes evlenmek zorunda ama dimi. daha 5 yaşındayken düğünlerde gelinlik giydirilen kız çocuklarının en önemli hedefi evlenmek olacak tabi, öyle olmalı. olur da 26-27 yaşına kadar evlenemezse etiketlenmeli. sonra da karşısına çıkan ilk penisliyle evlenmeli. devamı; mutsuz insanlar, cinayetler, mutsuz çocuklar...
evlenmiyorum arkadaşım. yukarı tükürsem salak sülük tip, aşağı tükürsem dingil; evlenmiyorum. zaten evlenince boncuk mu buluyoruz sanki? hazırlıkları ve sonuçları dahil olmak üzere koskocaman bir hayal kırıklığı, huzursuzluk, memnuniyetsizlik; tam bir fiyasko. iki tane kıçı kırık sembolik halka için bir ay sokaklarda mı gezeyim? parmağıma bağlanan kurdeleyi kesmeleri için simli, boncuklu makas mı alayım? bekaretimi temsil etmek için belimi kırmızı kurdeleye sardıklarında duygulanıp gözyaşı mı dökeyim? hem iç çamaşırlarımı kocacığımın annesiyle seçmek istemiyorum ben. sonra düğün mü yapayım? akşam sevişeceğim diye annemle karşılıklı göbek mi atayım?
benken, bize; tekilken çoğula mı döneyim?
sizin evliliğiniz bol olsun, çocuk yapın, ben de seveyim. bu kadar.
edit: ben de isterim birisine sarılıp uyumayı. fakat sarılıp uyumak için bunlara katlanılmaz.
evliliği istememek, evliliğin tamamen mantıksız bir eylem olmasından kaynaklanmaktır.
evlilik neden mi mantıksız?
1) evlilik öncesi yapılacak hazırlıklar (nişan, kına, düğün vs.) çok sancılı bir süreçtir. bunların hazırlığı insanın ömründen temiz bir iki sene götürür. eh, koşuşturmanın yanında cebinden bir ton da para çıkmaktadır. hele ki sırf iki göbek atmak için düğüne milyarlarca para vermek aptallıktır.
2) şayet evin para kaynağı yalnızca erkekse, istanbul gibi büyükşehirlerde geçinmek zordur. öyle "ev alayım" demekle ev alınmaz. malum, evler artık ateş pahası. kiraya çıkayım desen, o da olmaz.
3) çoluk çocuğa karışacaksan hayatında birçok şeyden feragat edeceksin evvela. he çocuğun mamasıydı, beziydi, okul giderleriydi, harçlığıydı ve akla gelmeyen bir sürü masrafıydı derken çok para gider. maddi külfetten öte bir şey değildir.
4) evlilikte canım cicim ayları bittikten sonra tekdüze bir hayat yaşamak da bayar insanı.
velhasıl, evlilik dünyadaki en saçma şeydir efendim.
arkadaş çevresinde evlenen 10 çiftten 7'sinin ilk 3 sene içinde boşanma eşiğine geldiğini ve 5 sene içinde bu 7 çiftten 4'nün boşandığını gören insan evlatlarından evlilik hayali beklenmesi abes olur.
bak daha 3 hafta önce nikahları kıyılan ve düğüne 10 güncük kalan arkadaşlarım boşandı. bildiğin gerdeğe girmeden düğün olmadan 5 gün evli kalıp boşandılar. çok değişik kafalar bunlar.
Birkaç geçerli sebep sayılabilir; çevrede görülen mutsuz ilişkiler, mutsuz çift sayısının mutlu çift sayısından fazla olması, yalnız yaşamaya alışmak, hep tek başına kararlar alıp, canın nasıl istiyorsa öyle yaşamışken birden başka birini hayatına dahil edip, bunun sorumluluğunu almak, bir de damat-gelin olma sorumluluklarının da beraberinde gelmesi insanı evlenmek istememeye iten sebeplerden olabilir.
Ancak öte yandan, mahalle baskısıyla yapılan mantık evliliklerini saymıyorum, tüm bunları manasızlaştıran biri çıkıyo ki insanların karşısına, böyle radikal bi değişim yaşamaya can atıyorlar.
Allah o insanı karşısına çıkarsın herkesin. Yoksa yalnız hayat zor, mecburi evlilik çekilmez.