Eski zamanlarda olsa ve kız evinden kopup uzak bir yere gelin gitse ağlaması normaldir. Çünkü yıllarca ailesiyle görüşememe durumu oluyordu.
Ancak artık telefon, görüntülü arama bir yana ulaşım imkanları da bir yana.
Evlilikler de eskisi gibi bir çeyiz sandığı ve sonrasında naparsanız yapın mantığıyla yapılmıyor. Birçok evlilikte güzel bir ev alınmış oluyor düğünden önce her şey hazır oluyor ve de balayına çıkılıyor. Bunda ağlanacak ne var?
Yani kınamıyorum tabi ama bazısı hem adamla evlenmek için ölüyor hemde evlenirken zorla verilmiş gibi ağlıyor. Gerek yoktur, evlenmek ölüm demek değildir istediğinde yine çık gel ben anlamsız bulurum (inşallah bu sözlerin üstüne herkesten çok ağlamam)
belki de mutluluktan ağlar, belki de aile evinden ve sahip olduğu eski hayattan daimi şekilde kopacak oluşunun verdiği hüzünden.
içten, gerçekçi bir ağlamasaysa hoş görülecek bir hareket.
ancak o birini zorla ağlatmaya çalışmalara falan uyuzum. kına gecesi kalkıp oynayan geline saygım büyük. *
zaten gelin şaçma bir oluşum. ne demek gelin nereye geliyor. saçma sapan adetler. tamamen kız çakallığı. ağlayıp maduru oynuyacak. yoksa güle oynaya gitti dünden razıymış diyecekler. tamamen imaj çizme. damata ajitasyon çekme. birde bunun kına gecesi var tam evlere şenlik benim bildiğim kınayı sevinen yakar derler ya mıçına kınayak. düşün birde ağlatmaya çalışan insan dişileri bence haset ediyorlar kıskançlar aynısı gerdek gecesi damadın sırtına vurma olayında da seziyorum.
Birde bunların kınayı getir aney şarkısında ağlamaya zorlanan gelin versiyonları vardır ki onlar daha bir saçmadır. Kız seviyor işte ne ağlatıyon durduk yere. Te Allah'ım ya.
Hepsi kendilerini çok mühim kişi zannettiklerinden dolayı bu salya sümüklüğü, herkesçe beklenen ritüeli de yapmasalar eksik olacakmış duygusu yerleşiktir pek çoklarının içinde.
Koca götlu teyzeler de ay kıyamam, anasi tabiii, ayrılacaklar ne de olsaaa, ah canım, ah güzelim... derler.
önceden gelinler uzaklara giderdi düzenleri değişirdi. kadınlar bu kadar kendi ayaklarının üzerinde duramaz el kapısına gidiyor olurdu ve kimsenin onu annesi kadar nazlamayacağını anne hasretiyle zaman zaman yanıp tutuşacağını bilirdi, aslen güzel naif bir gelenektir.
siz ne anlarsınız davargiller.