ilk heyecanını, deneyimini helaliyle tecrübe etmek isteyen kadındır.
Eskiden bunun aksini düşünmek bile çok ayıplanır ve etik dışı karşılanırdı. Ama şimdi ise öyle bir söylem dile getirildiğinde 'yoh artık, kaldı mı öyle kadınlar!' denilmekte.
Amiyane bir tabirle: Bu devirde kendini helaline saklayan kadınlara helal olsun.
eger asıl düsünce toplumsal baskı veya sırf inancı degilse buradaki amaç tek eşliliktir, gerçek aşktır.
şoyle anlatayım;
Hayatınıza girip çıkan herkes sizde iz bırakır, evet. Ama duygusal içerikli fiziksel kontaktlar kurmak daha farklı izler bırakır.
Bunu herkes anlayabilir mi bilmiyorum, ama teninize teni degmis olan bir insanı unutmak daha zordur...
Ilk deneyimini çogu insan "unutulmaz" ilan eder. o ilk deneyim de tabi ki deneyimi yasadıgınız insanı unutulmaz kılar.
Ve sevdikçe, sevip ayrılıp unuttukça, insan sevme becerisinden bir seyler kaybeder aslında. çizdigimiz bir resmin tıpkısının aynısını tekrar çizemeyiz ya hani? Aynen öyle iste.
Asıl noktaya geliyorum:
Bazı kadınlar için bir erkegin onunla evleniyor olması, onu bir ömür boyu sevecegi anlamına gelir. Ayrılma olasılıgı, dolayısıyla da o kisiden baskasıyla olabilme ihtimali duser. sevip, unutmak zorunda kalma veya tekrar sevme korkusu kısmen yokolur.
Resmi olmayan her sey sözdedir, ve kimse kimsenin asıl hislerinden emin olamaz. Bu yuzden çogu kadın aslında derinde kendini sadece evlenecegi erkege evlendikten sonra vermek(ruhen ve bedenen) ister.
gel gör ki bazı kadınlar "kaybetme" korkusuyla, veya sırf feminizm maskesi altında "benim bedenim benim kararım" repligi ile kendilerini hiç de degmeyecek insanlara teslim eder oldular... Bu bir özgürlük degil, ah anlasanız "özgürüm" sanırken hislerinizi ve kalbinizi günden güne çürütüp hayatın asıl zevklerinden mahrum kaldıgınızı!
Doğrusunu yapmaktadır. Zira türk erkeğine güven olmaz ameneke.
Sevişmeyen kıza niye sevişmiyorsun ameneke, sevişen kıza da yollu derler ameneke.
Bir kadın arkadaşımdan rivayetle, ona da başka bir kadın arkadaşının aktarmasıyla ;
Sevgilisiyle ilişkiye girerek Bekaretini kaybeden kızı, sevgilisi bir müddet sonra terk ediyor, evlenmelerinin imkansız olduğunu söylüyor.
Sebebi de ; sen benle evlenmeden önce yaptığına göre, pek ala başkaları ile de yapardın.
Bunu diyerek ayrılıyor ameneke.
Özetle, hak verdiğim ve desteklediğim kadındır.
Şu "ameneke" lafı da nerden dilime dolandıysa ameneke ya.
Sene 1950 ler de uludağ sözlük olsa açılacak başlıkları trollüyorsunuz sandım, ciddiymiş lan bunlar..
Sene 2018 bekaret kaybetme yaş ortalaması 16 17 civarına kadar inmiş ve üstüne, kucaktan kucağa inlemeyi, hayatı yaşamak olarak algılayan bir zihniyet hakimken, siz mal mısınız arkadaslar? Olmadı, iyi bir çocuk olup şirinleri aramaya çıkalım?
Edit: doğru söyleyeni dokuz sözlükten kovarlarmış..
evlenmeden ilişkiye girmemiş olanların namuslu, girmiş olanların namussuz oldugunu düşünenleri ortaya cıkartmış bir başlıktır.
şimdi gelelim fikrime.
X-Y-Z sebeplerinden dolayı (Anlayamayanlar için sebep ne olursa olsun.) ister kendi isteği, ister tecavüz, ister kandırılma vs. bir kadının namusu, bacagının arasındaki organda bulunan ortalama 1-1.5 cm2 ebatlarındaki bir yarı et yarı deri parçası ile, belirlenemez !
Namus insanın kalbinde, beyninde yüreğindedir.
Kadın evlenmeden önce pek ala sevişmiş olabilir. bunu yanlıs olarak nitelendirmek te doğru değildir.
Bazı kadınların libidosu cok yüksektir. yapmıs olabilir.
Bazı kadınların cinsellik aklına bile gelmez. sevişmemiştir.
ne var yani bunda ?
ayrıca bundan size ne ? neden dilinize sarıyor ki bu kadınlar ? nasıl bir zihniyetin ürünüsünüz siz ?
Her kadının evlilikten beklentisi farklı. Bir kadın yaptığım evlilikten ailem ve akrabalarım hatta sosyal çevrem tatmin olsun arayışında ise farklı kriterlere bakar. Yok öncelikli amacı kendi gönlüme göre biri olsun ise daha farklı kriterlere bakar.