evleneceğiniz kişiye maddi garanti vermek ne kadar duygusal ve ahlaki bunu sorgulamak gerek.
bir kadın bana gelip evin, araban, paran var mı? şeklinde bir soru sorsa kötü hissederim. cevabını da veririm. verdiğim cevabın karşılığında da aynı soruyu kendisine sorarım. cevabı evet ise de; kaç tane? diye ek bir soru sorarım. cevap her ne olursa olsun siktiri basarım.
manevi garantiyi ise veremezsiniz. zira bu yolda karşılaşacak olduğunuz zorluklar karşısında vereceğiniz tepkilerle alakalıdır. bu da şimdi dünyaları yakabilecekken 3 sene sonra oralı olmamak gibi durumlar doğabilir.
Yalan söylerim bazen, bazen tartisirim olur olmadık yere, bazen kıskanırım saçma bir nedenden ama o kisiye garanti veriyorum onun gözlerinden bir an bile başka göze bakmam.
Ne demiş atalar: "büyük lokma ye büyük konuşma". Hem sonra islamda eminlik yok. Ne garantisi? Garantiyi bile ispanyollara sattılar. Fani dünya, Herşey geçici. Boş muhabbet bunlar. Garanticilik bir hastalıktır. Tıpkı mükemmelliyetçilik gibi. Herkes nefis sahibidir, yanlışa hataya günaha suça açıktır. Kimse yarın öbürgün başına ne geleceğini neyle sınanacağını bilemez. insanlara haddinden fazla güvenmek hüsrana yol açar. Sonra güvendiğiniz dağlara kar yağar üzülürsünüz..
Burası türkiye. Heran herşey olabilir bu ülkede. Bir deprem olsa bitiksin işte neyin garantisini vereceksin ki? Sonuçta acizsin. Sadece gayretimi gösterebilir, iyi güzel ve doğru olanı yapma hususundaki istek ve hüsnü niyetimi ifade edebilirim belki ve işin sonunda muvaffakiyet ise ancak cenabı hakkın yardım ve lütfuyla gerçekleşebilir. Daha ötesi yok..