En korktuğum şeylerden bir tanesidir. Mesela evlendin ama eşinle muhabbet kuramıyorsunuz ya da ne bileyim iletişim sorununuz var. Karakterler uyuşmuyor. işte o an ben yaşayamam.
Istediğin kadar aşkla evlen kaçınılmaz sondur. Bir noktadan sonra konuşulacaklar azalır belki bi noktada biter. Önemli olan o sessizlikte de birbirini anlamak ve mutlu olmak. Ne bekliyosunuz ki onlarca sene her akşam aynı heyecanla deliler gibi sohbet muhabbet etmeyi mi. Üzgünüm öyle bir dünya yok.
Doğru ilk dönem heyacanı biter iki tarafta birbirine alışır herşey sıradanlaşır bu zaten normal olan.ama ortak hobileriniz varsa yaşam şekliniz birse daha farklı olabilir.
Ama burada sorun kadından kaynaklıdır...
Erkek her zaman kendini günceller.. Gelişmelere açıktır..
Kadın çocuğum evim kocam ailem 4 lemesinden dışarı çıkamaz..
Kendisini bir kutuya kilitler..
Uzun yıllar sevgili olduktan sonra evlenen 3 arkadaşımın görüşleri de benzer şekilde. 1 yıldan sonra arkadaş gibi olmuşlar, çocuk olduktan sonra da birbirlerine yeterince ilgi göstermemeye başlamışlar. Bunlar erken tüketmişler. Uzun zaman sevgili kaldıktan sonra evlenince böyle oluyor demek.
Daha flort asamasinda anlasilir, konusmaktan sikilmadigin, derin mevzuulara girebildigin, yer yer sacmalamaktan birlikte keyif aldigin, onunla sonsuza kadar konusabilecegin hissini veren insandir dogru insan.
Sayısız çiftin sorunudur.
Evlilik sorunlarının en önemlilerinden biridir.
Aynı dili konuşabildiğiniz, algılarınızın, hayata bakışınızın, hatta hobilerinizin bile benzer ya da yakın olduğu kişilerle evlenin.
O kişilerle evlenin ki, paylaşacak, anlatacak, heyecanlanacak bir dolu konunuz olsun.
Herşey gelip geçici olsa da, insanın hayattaki duruşu genellikle değişmez, unutmayın.
Kişinin kendini tanıması lazım. Insan kendini tanıyabilir mi yani bu mümkün mü bilmiyorum. Bildiğim hazır cevapları olan insanlar bana gelmiyor. Felsefe soru sormaktır ya , ben soru sormayan insanlarla anlasamam. Soru sormak derken bugün nerdeydin gibi sorular değil elbette. Mesela çocuğu sünnet ettirmek onun cinsel sağlığını nasıl etkiler veya ona dini eğitim vermeli miyiz gibi sorular.
Diyeceğim kafa yapınıza uygun birini bulun. Ben yaz tatilinde caminin kuran kursuna gittim o da gidecek tabi diyen bir kadın bana uygun değil ama size uyabilir.
Hatta bazı erkekler bana bulaşmasın her şeyi halletsin de ben arkadaslarla takilayim ister. Ben böyle biri değilim.
Hep aklıma takılan bir sorunsal yeni evli bir çift görünce aynı evin içinde sabahtan akşama kadar konuşacak ne buluyorlar diye düşünüyorum insan bazen yalnız kalmak ister sonuçta.
Evet gene beni saran korku dolu anlar. Şimdi tamam evlenildi oldu bitti. Ya kelimeler kifayetsiz kalırda birbirimize öküzün trene baktığı gibi bakarsak. Ya da Leyla ile Mecnun dizisindeki Erdal bakkal ve eşi gibi olursak. Çok tırsıyorum.
gençlikte her ikisi de çalışan eşler ise sorun olmaz.
akşam eve gelince kafa dinlemek yemek temizlik sevişmek derken konuşmaya vaktiniz olmaz.
erkek çalışıyor ise kadın çalışmıyor ise sorun burada olur.
günün nasıl geçti sorusundan başlayıp (gece geç saatlere kadar çalıştıysanız bu saate kadar neredeydin sorusu) benimle neden konuşmuyorsun ile alevlenen, beni anlamıyorsun, bana değer vermiyorsunla biten kafa ütüleme işkence halini alır.
yatağa yatarsınız en çekilmez dırdır yatakta olur.
çocukluk ilk karşılaşma sevişme öpüşme ilk aşk benim neremi beğeniyorsun vb sorular yetmez. bir de senin annen senin babandan başlayıp benim annem benim babamdan çıkan sizi ilgilendirmeyen ve fındık kabuğunu doldurmayan başka aile sorunlarıyla iştahınızın içine eder.
oysa eve gelip kafa dinlemek relax olmak ve akşam bir tek atıp sarılıp uyumuk tek isteğiniz ama kadın susmaz.
elinizde kalmış vaziyette yatakta mecburen he canım haklısın canım kafana takma canım bunları boşver canım vs deyip geçiştirirsiniz ama kadın susmaz.
dırdırın bir arasında karnım ağrıyor, bugün midem berbat. dışardan yemek yemek beni bozuyor diyerek banyoya gidersiniz ve "vereceğin damın içine sıçayım" der masturbasyon yapıp rahatlarsınız. yatağa gelir iyi geceler canım der öpüp sırtınızı dönüp yatarsınız.
aslında kadın haklıdır kendi açısından. akşama kadar evde veya ev işiyle vs komşu arkadaşla olur ama asla eşinin sevdiği adamın yanında olması konuşmasının yerini tutmaz.
aslında kadın kafa ütülemiyor yalnızlığını paylaşıyor ve konuşma ihtiyacı var.
erkek bunu bildiğinden katlanır.
ihtiyarlıkta ise konuşmak her iki taraf içinde sorun olmaz.
yalnızlık çekilmez olur, evde tv sesi müzik sesi yerine insan sesi aranır. artık kafa dinleme değil kafa demleme zamanıdır.