"alan almış satan satmış banada yaymak düşüyor" diye düşünmenin sonucu oluşan obezite durumu ayrıca hamilelik sonrası verilemeyen kilolarda bu duruma örnek teşkil eder
evlenmeden önce düzensiz uyku, düzensiz yemek yemek, düzensiz seks sonucu alınamayan kilolar, evlendikten sonra bu sayılanların düzene girmesi sonucu insan bünyesine yerleşirler. evlendikten sonra kilo almanın başlıca sebepleri bunlardır.
bu durum erkek için söz konusu olduğunda, oğlanın annesinin kahrolduğu durumdur. senelerdir saçını süpürge etmiş, kendi canından beslemiştir onu, ama bir türlü sevgili oğluşu yiğitlik mertebesine ulaşacak kadar kilo alamamış, cılız kalmıştır.
bir anda hayatına giren bu yeni kadın da kim oluyor da oğluşunu böyle besliyordur? ne yani, karısı, annesinden daha mı niteliklidir, başarılıdır? haşaaa! "beynini zehirledi o gelin bozuntusu oğluşumun, nikah kıydırttı kendisine. oysa ki benim oğlum daha iyilerine layıktı, gitti o sünepe gelinle evlendi. yemek yapmaktan falan da anlamıyor zaten. bereket ben oğluşuma her hafta börek yapıp götürüyorum da, o sayede biraz kendini toparlıyor."
ev dışında buluşmanın harcattığı kalorilerin ev içi aktivitelerin harcattığı kalorilerden fazla olmasının sonucudur. kim istemez ki renkli bi cinsel hayat, "ayy en azından haftada 3 kez" münasebet ama işte naparsın herkes o kadar şanslı olamıo anacım..
öyle yemekten içmekten kaynaklanmayan bir durumdur.
evliliğin getirdiği sıkıntılar, çiftler arasındaki anlaşmazlıklar ve bunların sonucunda kaçınılmaz olarak baş gösterecek olan dırdır belası adamı şişirir de şişirir.
e napsın daha yeni de evlenmiş, kimseye de anlatamaz derdini, hep içine atar, sonuçta şişer de şişer. mesele bundan ibarettir.
evlenildikten sonra oluşan, rutin hayatla birlikte, "nasıl olsa evlendikte artık" diyerek kişilerin kendilerini koyvermesi, salması durumu.
(bkz: aktivite olarak salata suyuna ekmek banmak)
"yaş ilerledikçe şişmanlamak" da denilebilir. zira kimse evlendikten sonra gençlşmiyor. Üstüste binen iki durumun birbiriyle gereksiz ilintilendirilmesine kurban gidiyor.
Ha evlenmeyip zayıf kalanlar yok mu; elbette var. Onlar da haset ve takıntılı kişiliklerinden ötürü kimseleri beğenmeyip evde kalanlar zaten. Öyle tiplerin de -guatr bozukluğu, şeker, sinir hastalıkları ve diğer metabolik bozukluklar da taşır genelde bunlar- zayıf olması sık görülen bir hadisedir.