çok kötü bir şey degil. ben 13 yaşındayken öğrenmiştim. babamın evrak çantasında bir şey ararken mahkeme tutanaklarını gördüm, okudum ilk önce kabullenmekte zorlandım. çok fazla duygusal buhran yaşamadım. teyzemin annem olduğunu öğrendiğimde sevinmiştim bile. çünkü tek çocuk olmadığımı 3 tane de öz abim olduğunu öğrenmek biraz rahatlatmıştı beni. biraz öz güvenimi arttırdı sanırım. ama aradan bir kaç hafta geçtikten sonra öz babamın ölmesi psikolojimi alt üst etti. sanırım yaşla ilgili bir şey. ben kimseye konuyu bildiğimi söylemedim. normal hayatıma devam etmeye çalıştım. annem de bazı sorunlar varmış ve bu sorunlar çocuk sahibi olmasına engelmiş. onlarda bir karar verip 4. erkek çocuk olarak doğduğum için beni almışlar. zaten 3 tane erkek çocuğu olduğundan öz annem beni teyzeme vermiş. bence gayet mantıklı. annem de babam da vefat ettiler. ben onları üzmemeye gayret ettim. çünkü maddi ve manevi anlamda hiçbir sorunum olmadı. onlardan gördüğüm sevgi ve merhameti hayatım boyunca unutamam. şimdi hayatta bir tek öz annem var ve ben hala ona teyze diyorum. anne demek tuhaf geliyor. ben iki tarafında mirasçısıyım. şimdi çalışmasam hayatımın sonuna kadar rahat rahat yaşayabilirim. ama işte mezarlığa gidince 2 babanın ve bir annenin mezarını ziyaret etmek gerekiyor. duyguların bazen karma karışık oluyor ama insan her şeye alışıyor. bana çocuğunu başkasına verir misin diye sorsalar veremem heralde...
ablamın elini öpmek olurdu. hayatımın ilk 10 senesi hep "sen evlatlıksın camide bulduk biz seni" diye paranoyaya sokmuştu beni demek ki haklı imiş kızcağız boşuna ağlayıp zırlamışım derdim *
Hayatımda hiçbir şey değişmez, değişmesine de izin vermem.
Beni evlât edindiği halde, bu denli sevgiyle büyüten aileme bir kez daha aşık olurdum.
ve konuyu kapatırdım.
benim için mümkün olmayan olay. anne tarafı kompile bana benziyor. evlatlık olsam bile ya teyzelerimden ya dayımdan almışlardır evlatlık. dayım biraz piçe benziyor kesin o ibne vermiştir beni evlatlık.