kimden duyduysam yüzüne karşı kahkahayı patlatır ardından da "hadi lan oradan." der yoluma devam ederdim. genetik kodlarımı annemle babamdan öylesine paylaşımlı şekilde almışım ki evlatlık olmama imkan yok.
O zamanlar küçüğüm evde şöyle bir konuşma geçti. Ama ben bir taraftan oyun oynarken bir taraftan da fısır fısır konuşulan şeylere dikkatimi verdim. Annemin halasının çocukları olmamış. Daha sonra ise bir evlatlık aldılar. Çünkü enişte beyin ve halanın epey bir mal varlığı vardı. Düşünceleri bu malları idare edecek çocuk sevgisini yaşayacağımız biri olsun. Neyse sonunda birini evlatlık aldılar ki o zamanları ben de hatırlıyorum. Neyse gel zaman git zaman bu çocuk epey haşarı çıktı. işte o dönemlerde annem meğerse beni kast ederek bunu istediler, biz de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını söyledik falan diyor. işte ben buraya kafayı taktım. Kimi istediler diye ısrar ettim, en sonunda o da seni dedi. Hâlâ içimde bir yaradır. Neyse efendim aradan epey zaman geçti. Bu kişi bambaşka biri olup çıktı. Hayatı uç noktalardaydı. Tabiki böyle bir yaşama para, mal, mülk dayanmadı. En sonunda bir ay önce bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Olay yerine ve otopsiye gitmek de bana düştü. Nereden nereye?
Eğer biyolojik anne babam beni terk ettiyse kim olduklarını merak ederdim. Ama bu gidip tanışma gibi değil. internetten stalklardım yapabilirsem. Hepsi bu...
Tanışmayı düşünmezdim.
Eğer vefat ettilerse yine fotograflarını görmek isterdim. Her şeylerini araştırırdım. Biyolojik Ailemden kalan başkaları var mı, bunun peşine düşerdim.
ilkokulda bir arkadaşım vardı. Biz 5. Sınıftayken annesi vefat etmişti. Yıllar geçtikten sonra öğrenmiştik ki vefat eden annesi aslında arkadaşımı evlatlık almıştı. Biyolojik anne babası 1999 depreminde rahmetli olurken arkadaşım 3 yaşında o depremden sağ kurtulmuştu.