Dinen art niyet ile bakılacak her şeyin haram oldugu açıktır. Kendi öz kızı bile olsa. Bu durumda bir açıdan doğru tespit. Ancak yapılan hayır daha büyük ki zaten normal bir bunye evlat olarak yetiştirdigi çocuğa farklı gözle bakmaz. Yok bakıyorsa öz kizina da bakar zaten.
Evlat edinmek günah değildir lakin çocuk evlatlık olduğunu bilmeli ve ona miras düşmüyor. ayrıca ergenlikten sonra çocuk uzaklaştırılmalı, küçükken alınıp üvey anne tarafından emzirilmedıyse Nikah düşüyor çünkü.
(yuh muh demeyin hiç olanları görüyoruz) din yine haklı. Yardımını et çekil.
Doğrudur , yoksa geçmişte yaşanan savaşlardan sonra yetim, babasız, ailesiz, kimsesiz kalan kız çocuklarını eş diye kendine alan şuursuz pezevenkler nasıl türeyecekti?
Gerçi 1980 lerde kürtajın helal olduğuna dair fetva verip , 2000 lere geldiğinde haram olduğunu söyleyen bir müftülüğümüz var.
Günah ve sevap kavramları din alimlerinin iki dudağının arasına sıkıştığı bir ülke de bu günün günahı yarının sevabıyla tutmuyor.
hayatında hiç yetim, yetimhane görmemiş olanların, rahatlıkla "islam yetimlere yardım edilmesini tavsiye ediyor" diye sıyrılmaya çalıştığı yasaktır.
aslında yetim görmüş olmaya da gerek yok. afrika belgeseli izlemek bile yeterli. anasını kaybeden yavrular çaresizlik içinde kendilerine ana ararlar. bazen bulurlar, bazen bulamazlar...
yetimlerin derdi bir tek karınlarının doyurulması değildir. aynen diğer çocuklar kadar çok sevilmeyi, sahiplenilmeyi arzu ederler. yetimlik insanda ömrü oldukça kapanmayacak çok ağır yaralar açar. tüm bunları yazıyorum, zira yetimhanelerde bir çok yetimle tanıştım. daha da ötesi yeğenim de bir yetim. çocuğu olmayan amcamın evlatlık kızı güzelce büyütüldü, düzgün biriyle evlendi, çocuğu oldu. o çocuk, türkiye sıralamasına girerek, hacettepe ingilizce tıp bölümünü kazandı. hala okuyor...
velhasıl, dini yasağı ileri sürerek, yetimlere "devlet size bakıyor ya!" demek, çocuğu olmayan insanların evlat hasretini gidermelerine mani olmak yobazlara özgü bir hayvanlık türüdür efendim.
şimdi ordan burdan fikir edinmeden önce insan açıp bi "benim inandığım varlık ne demiş bunla ilgili" diye onun kelamını okumalı. he benim okumuşluğum da vardır, ben hatırlamıyorum böyle bişey. zaten mantıklı bi fikir yapısı olduğunu iddaa eden er kişi, yaradanının mantıksız bi fikriyatta bulunacağı ihtimalini gözetebilir mi?
saçmalıktır, çarpıtılmıştır besbelli; burda anlatılmak istenen olsa olsa evlat edindiğinizden çocuğun da bilgi sahibi olması, bunu öğrenmeye pek tabi hakkı olmasının bilinmesidir.
yetim doyurmanın, yardımın ve türevlerinin dinimizce kallavi sevaba nayil olduğu düşünülürse ve bu bağlamda evlat edinmenin hepsini bir arada yapmak olduğu da görülürse, bunu söyleyen zındık ya ne dediğini bilmiyor ya da bilmek istemiyor. vardır bir yarası dokunmayın.
(bkz: yaran dinci zirvalari)
"Evlat edinmenin günah oldugunu savunmak daha buyuk gunah olmaz mı?
Bir yavruya yuva vermek anne baba sıcaklıgını tattırmak onu başına gelebilecek her türlü beladan koruyup bir ailenin kanatları altına almanın günah yanı nedir ki evlat edinmek günah olsun" şeklinde düşüncelere itebilecek entry dir.
arapların devlet, sanat, müzik vs ortaya koyamamış olduklarını ortaya koyabilen beyinlerin de olabildiğini gösteren islami durum. doğrudur, endülüs devleti, eyyubiler, bağdatı kuran ve onu bir sanat başkenti yapanlar, sıfırı bulanlar, kanun gibi müzik aletlerini bulanlar vs hep türk'tür, ne arabı canım?
ayrıca hala hz. muhammed'in çocuk yaşta kızlarla evlendiğini düşünenlere ısrarla araplarda o çağlarda kızların yaşlarının ergenliklerinden itibaren tutulduğunu hatırlatmaktan bıkmadım ya ona şaşarım.
kıvırarak kaçma manevralarından gına geldiği için son bi laf edeyim konu hakkında.
evladın öz evlat statüsü kazanması ve haklarının tam olması ona evlatlık olduğunu açıklamamakla aynı şey değildir. sürekli eleştirilerimize aynı kaçamak yanıtın verilmesinden bıktım artık.
"çocuk öz evlat olmadığını öğrendiğinde yaşayacağı buhranları düşünün" deniyor. e iyi de biz "çocuğa evlatlık olduğu denmesin" mi dedik. ya da islam sadece evlatlık edinenlere evlatlık olduklarının açıklanmamasını mı yasaklamış. ayrıca bi evladın sahip olacağı hakları da yasaklamış.
yani evlatlık edinilen çocuğa öz olmadığını söyleyebilirsiniz, hatta çağdaş pedagoji bunu yapmanızı söylüyor zaten. fakat siz öldüğünüzde mirasınızdan pay almaması, bi kenara atılması, sadece siz yaşarken sadaka verilecek ve aileye yabancı olduğu sürekli hatırlatılacak bi konuma indirgenmesi bizim asıl konumuz. evlatlık olduğunu söyleyip yine de bu haklardan yararlanmasını sağlayabilir, nüfusunuza alabilirsiniz. ve doğalı da bu şu anki prosedürün.
yani eleştiri ya da savunma getirecekseniz "çocuğa evlatlık olduğunu açıklamamak gerek" demişiz gibi paso o konuya yüklenmeyin. demedik zaten hiç öyle bi şey.
sonucu değil sebebi, özü; muhammed bin abdullah'ın halasının kızı zeyneb bint cahş'la, kendi evlatlığızeyd'in boşamasından sonra evlenmesi olan günah.
bir insan, altına sıçan bir bebekken evlatlık aldığı bebeğe sarkıntılık, sulanma veya her ne boksa yapabiliyorsa; bu insankendi öz be öz evladına da bunları yapabilir. arada damarlarda dolaşan kandan başka fark yoktur. bunu düşünen insan en liboşundan elektra kompleksiyle** ebeveynine hayran olan evladının bu zaafından faydalanan ....'ın biridir.
(bkz: woody allen/@edip sharabi)
sırf bu konuda ayetler inmiştir; tıpkı peygamberin evine gelip gitmek bilmeyen densizler için özel olarak inen ahzab 53 ayeti gibi!!
gerisi laf salatasıdır, teferruattır. biraz aklı ve aklın süsü olan şüphesi olana, kendi kaynaklarında bile gizleyemedikleri kadarıyla(gözünüz var görmezsiniz, aklınız var düşünmezsiniz):
islam dininin kuralları açıktır, herkes bunları bilerek biat eder. ben bu dini kabul ediyorum fakat şu madde hoşuma gitmedi demek cahilliktir.
evlatlık konusunda dinde açık hükümler vardır, inananlar bunu bu şekliyle kabullenmişlerdir. inananlar diyorum çünkü bunların sebepleri inanmayan ya da ianacı sağlam olmayanlara biraz tuhaf gelebilir. dinin ilk gereği olan allah'a iman, kayıtsız şartsız bir imandır, herşeyi allah'tan beklemek, başa gelen iyilik ve kötülüğün de allah'tan geldiğine inanmaktır. iyiliğe şükretmek, şerre sabretmek gerekir. çünkü allah şüphesiz herşeyi bilendir, kime neyi nasip edeceğinin farkında olandır.
eğer allah size çocuk nasip etmediyse, yani çeşitli nedenlerle çocuğunuz olmuyorsa bu allah'tandır. bu durumda şükür ve sabır lazımdır. inanlar için imtihan olan bu hayatta başımıza gelen bir çok felaket , kötülük bizi sınamak içindir. allah eğer bize bir evlzt vermedi ise demek ki bir evladımız olmadan yaşamayı nasip etmiş bize. hayır ben ille de evlatlık alacağım, onun babası/annesi olacağım, o da bana anne/baba diyecek, bumutluluğu allah razı olmasa dahi ben yaşayacağım diye diretmek küfürdür. allah'a karşı gelmektir.
evlat sahibi olanlar yine de evlat edinmek istiyorlarsa bu da allah'ın onlara nasip ettiğiyle yetinmedikleri anlamına gelir ki bu da küfürdür.
bunun yanı sıra islam dininin olmazsa olmazı fakirlere, yetimlere yardımdır. yani bir çocuğu kendi nesebinizealmadan da onun her ihtiyacını görebilir, hayatı boyunca ona destek olabilirsiniz. hatta mirasınızdan pay bırakamasanız bile sağlığınızda onun hayatını idame ettirecek kadar yatırm yapabilirsiniz onun adına. bu da siz öldükten sonra onun aç açıkta kalmasını önleyecektir.
evladı olup , üzerine evlatlk almak, hak olan miras konusunda da problemlere yol açar. hakkı olmayan ortak olur, hakkı olan mağdur olur bu konuda. sonuçta miras dediğimiz şey haktır, ve bu hak kanla geçer. bunun yanında başka kişilere yardım etmek , para bırakmak isteyen sağlığında bu işleri halledebilir.
evlatlıkların öz evlat statüsüne taşınmasının , öz evlatlarca ya da miras hakedenlerce sakıncası vardır. düşünün tek çocuksunuz, bütün miras size kalacak. fakat günün birinde eve gelen bir yabancı diyor ki bu mirasın yarısı benim, artık ben de hak sahibiyim... ne hissedersiniz? ha! herşey para mı miras mı demeyin, bugun adliye koridorlarına bakıldığı vakit 10 davadan en az 7si kardeşlerin, mirasçıların hak kavgaları yüzünden açılmaktadır.
evladı olmayanlar ise sabretmelidir, dua etmelidir. ille de çocuklara yardım etmek istiyorlarsa bu gün bir çok kurum var bukonuda hizmet veren, gözetiminiz altında, orda yaşayan çocuk/çocuklarla maddi manevi ilgilenebilirsiniz. mirasınızı onlara vakfedebilirsiniz.
hz.muhammed'in tamamen şahsi çıkarlarına göre bir kitap yazdığını gösteren olay. istediğin kadar muhtaç kadın alabilirsin ama kimse neden muhtaç çocukları evlat edinmiyorsun diyemesin. zekice.
gelelim son olasılığa. ama bu olasılık şu yukardaki durumlardan biri değil. bunu ta o ilk baştaki yüzde birlik kesimi tanımlamak için kullanacağım. yani zaten başından beri dinin evlat edinme konusunda bu şekil bi prosedürü olduğunu bilenler.
hani islam'a bazı eleştirilerimizde (misal kölelik) hep "bunlar cahiliyye döneminden kalan adetlerdir, islam değiştirmek istemiştir" derler ya. bu konuda bunu diyemezler işte. çünkü cahiliyye dedikleri dönemde evlat edinilen kimse öz evlat kadar hukuki haklara sahip oluyor, sadaka verilen dilenci statüsünden öz evlat statüsüne çıkabiliyordu. islam bunu değiştirmiş ve evlat edinilen kişinin öz evlat olmasını yasaklayarak onu sadece yardım edilen biri statüsüne düşürmüş. işte bu noktada sormak istiyorum. neden??
neden islam bunu değiştirdi, neyi yanlış gördü. anlatın bana.. deyin ki şu şu şu sebeplerden kişinin öz evlat haklarından yararlanması yanlıştır. mirastan pay alamaz, anne baba sadece yaşarken yardım görür ama öldükleri zaman evlattan sayılmaz çünkü şu şu şu.. cahiliyye döneminde ve bugünkü yasalarda evlatlık edinmelerde evlatların öz evlat statüsüne taşınmalarının şu şu şu sakıncaları vardır. bu çocukların sadece yardım edilen insanlardan çıkıp sanki öz çocukmuş gibi miras almalarında şu şu şu sakıncalar vardır. o yüzden bu sakıncaları islam dini bertaraf etmiş ve düzeltmiştir.
işte o "şu şu şu" dediğim yerleri bi doldurun n'olur. harbiden merak ediyorum, bugüne kadar hep insanlara sahip olduklarından daha fazla hak verdiğini iddia ettiğiniz dinin neden evlatlıkların haklarını azaltmış olduğuna mantıklı bi açıklama getirin.
bu yüzden işte unutturulmaması gereken bi konudur.
iki: fikirlerini yeni karşılaştıkları duruma göre modifiye etme
hani dedik ya, sokaktan çevirseniz size şöyle şöyle derler diye. sonra kendilerine ayet ve hadisleri gösterip olayın gerçeğini anlatsanız inkar edenler dışındakiler de bu yolu seçeceklerdir. kendilerince doğru bildikleri fikrin yanlış olduğunu düşünmeye, yanlışlar aramaya başlayacaklardır. yani sonuç olarak kendi fikirlerine göre bi din arayıp o fikirleri buldukları dine inanmaz, inandıklarını ama bilmedikleri dinin kendilerine söyledikleri şeylere göre kendi fikirlerini değiştirirler.
yani, öncesinde evlat edinilen çocuğun öz evlat gibi yetiştirilmesi ve her hakkının korunması (miras vb) gibi fikirler beslerken, eğer islam'da bunun olmadığını söylerseniz, bu sefer o fikri bu yeni bilgi ışığında değiştirirler. bu ne demektir. kendilerinin düşünerek fikir sahibi olmadıklarının itirafıdır. din onlara fikirlerinin tersini diyorsa o zaman doğru olan dinin dediğidir derler. yani kendi doğrularıyla değil, kendilerine empoze edilen doğrularla yaşarlar. o zaman sormak gerekir.. madem kendi doğrularınıza uymadığını görüyorsunuz dinin, o zaman neden bu dine inanmaya devam ediyorsunuz. ya da buna inanmak denir mi.. çünkü bu telkinle büyümüşlerdir ve kıramazlar bu telkini. biz anlamasak da ne hikmetler vardır kimbilir derler o kadar. bu yüzden de islam toplumlarından özgür düşünce çıkmaz.. çıkamaz.
şu lafı yüzlerce defa duyduk ve o yüzlerce defanın yine yüzde doksan dokuzunda aslında "yobaz" olarak etiketledikleri adamların bizzat farza, sünnete, islama uygun davrandıklarını da gördük. örneklerini sıralamayacağım (konuyu saptırmamak için) ama şu an üstüne konuştuğumuz örnekte bunu görebiliyoruz işte.
adam çıkıyor, islam'da üvey evlat üvey olarak kalır, asla öz evlat yerine konmaz, mirastan pay almaz, ebeveynlerinden farklı cinsiyette olduklarının yanına ya örtünerek çıkar ya da ebeveyni örtünür diyor.. bu islam'ın üstüne neredeyse tartışılması bile abes gerçeklerinden biri (ayet ve hadisler açık çünkü). ama kafalarında yarattıkları mükemmel sisteme uymayınca hemen bu lafı diyen insanı "yobaz" olarak etiketliyorlar ve dinin aslında özünde bu yanlış uygulamayı barındırmadığını, dinin evlatlık edinilmiş çocuğu öz evlat gibi sahiplenmeyi emrettiğini, hiç bi dayanakları olmadan iddia edebiliyorlar. çünkü kabullenmek istemiyorlar küçüklüklerinden beri kendilerine empoze edilmiş inançları hayat fikirlerine yüz seksen derece zıt görmeye. inkar..
sadece bir gün tartışılıp unutulmayacak kadar önemli bi konu bu aslında. önemi de bence şu noktalardan kaynaklanıyor.
sokaktan yüz tane kendisini müslüman olarak tanımlayan insan çevirin ve onlara "islam ve evlat edinme konusunda fikirleriniz nelerdir" diye bi soru sorun. iddia ediyorum en az doksan dokuz tanesi, evlat edinmenin büyük sevap olduğunu, evlat edinilen çocuğun diğer evlatlardan ayrı tutulmaması gerektiğini, eşit davranılması ve öz çocuk olarak sevilip haklarının da tıpkı diğer kardeşleri kadar olması gerektiğini ve islam'ın da bunu emrettiğini söyleyeceklerdir.
çünkü bu insanlar inandıklarını söyledikleri dini bilmiyorlar. onlara "hıristiyanlıkta evlat edinildiği zaman evladı gerçek evlat olarak saymak yasakmış" deyin hatta, hemen size hıristiyanlığın ne kadar yanlış uygulamalar içerdiğini, islam'ın bu yanlışlardan arınmış mükemmel bi sistem olduğunu söylemezlerse aha bileklerimi keserim.
işte bizim derdimiz bu. insanlar kafalarında mükemmel bi sistem yaratıyor, sonra da bu mükemmel sistemin islam olduğuna inanıyorlar. tabii bu fikre sabah akşam medyadaki ajitatif yalanlar (takiyye de denebilir buna) da hizmet ediyor. kendileri dini araştırmıyorlar, dini araştırıp kafalarındaki mükemmeliyetle ne kadar uyuşup uyuşmadığına bakmıyorlar. eğer gün gelir de biri çıkar bu kafalarındaki bu mükemmel sisteme karşıt bi laf ederse de hep aynı reaksiyonları gösteriyorlar. tıpkı şu örnekte gördüğümüz gibi. sıralayalım elimizden geldiğince..
çocuğu hukuki olarak da öz evladı yerine koymakla ona evlatlık olduğunu söylememenin aynı şey olduğu iddiası çıktı şimdi de durumu kurtarmak için. çocuğun kardeşine aşık olmasını engellemek için mi mirastan da faydalandırılmıyor yani..
böylece anne baba vefat edince o güne kadar ebeveynlerinin koruması altında yaşayarak geçinen çocuğun birden dımdızlak ortada kalması, kaderinin (varsa) üvey kardeşlerinin insafına bırakılması, öz evlat olmadığından ailenin birikmiş sermayesine ortak olmaması, ailenin birikimlerinin bi de yabancı birine dağıtılıp parçalanmaması meğer hep çocuk kardeşine aşık olmasın diyeymiş.. çocuğu ailenin gerçek bi parçası yapmaktansa hep yardım edilen, sadaka verilen ve bu sayede gururuyla oynayıp sürekli ona "üvey" hatta aileye "yabancı" olduğu hatırlatıp haddini bilmesi sağlanan, varlığını sadece anne babanın sevap makinesi olmaya endeksleyip vefatlarında ait olduğu yere sktirip atılan biri yapmak hep bu gerçeğe işaret ediyormuş. pardon ya görememişim bu mükemmelliği.
''simdi cocugun gercek anne babasini biliyorsunuz ama soylemediniz ve cocuk gibi oz kardesine asik oldu, ne oldu durum. cikabiliyor musun isin icinden? iste islam bu yuzden mesafe koymustur bu konuya. kiz ise uvey annesi ile her seyi paylasabilir, erkek ise babasi ile ama islamda oldugu gibi karsi cinsle olan mesafeyi her zaman korumali.''
bazı arkadaşlar hayatı türk filmi tadında yaşıyor anlaşılan. neremle güleceğimi şaşırdım be sözlük.
sozlerime herkesi kendi gibi goren, her gece devrim yapacam deyip barda hatun devirmeye calisan ve dinini bilmeden yasayip, kat-i emirleri reddedip dinden cikma noktasina gelen kendi kullandiklari sozcuk olan zindik kelimesi ile selamlarim.
evlat edinmeye sosyal yonden bakarsak elbette iyi bir sey, zaten kuran veya hadislerde asla ve kat-a evlat edinmek tamamen gunahtir diye bir ibare bulamazsiniz, ancak namaza yaklasmayin gibi carpitirsiniz. baska birinin cocugunu kendi cocugun gibi gormek ne kadar guzel ise o cocuga kendisinin oz anne babasinin baskalari oldugunu soylememek ve o cocugu bir omur bu yalana mahkum etmek o kadar yanlistir. soy bolunmesi denilen olayi evirip cevirmeyin, bir yerinize kacabilir. simdi cocugun gercek anne babasini biliyorsunuz ama soylemediniz ve cocuk gidip oz kardesine asik oldu, ne oldu durum. cikabiliyor musun isin icinden? iste islam bu yuzden mesafe koymustur bu konuya. kiz ise uvey annesi ile her seyi paylasabilir, erkek ise babasi ile ama islamda oldugu gibi karsi cinsle olan mesafeyi her zaman korumali.
sizin anlayisiniza zaten hic bir din uymuyor. oturup yazamaya kalksaniz, kendiniz bile uymayacaksiniz o dine. girdiginiz karanliga baskalarini da cekmeye calismayin, yasayin bir elli altmis yil. ne bok yerseniz yiyin. madem o kadar eminsiniz ahiret olmadigindan neden bu kadar saldirma, neden dinden baska bir konu hakkinda yazamiyorsunuz, neden her yazdiginiz biribiri ile ayni. icinizin rahat olmamasindan dolayi olabilir mi? tipki karanliktan korkan birinin isiklar kapaninca "yalnizim, kimse yok. yalnizim, kimse yok." diye sayiklamasi gibi ne kadar cok konusursaniz korkunuzun o kadar cabuk gececegini zannetmenizden dolayi olabilir mi? ama su var ki sen her ne kadar "ben yalnizim." diye bagirsan da bu senin korkunu azaltmiyor aksine arttiriyor. bu da bilimsel bir gercek. hadi bakayim bagirin;