ev sahibi olmanın ağırlığına nail olamamış, üniversiteli öğrencilerin her gün seviştiklerini ve alkol müptelası olduklarını gözardı eden ev sahibinin zihniyetidir.
bu zihniyeti sorgulamak gerekir aslında. sen nasıl evini ahlaki yapıya uygun olmayan kişilere kiralıyorsun?
eğer sen de bu kişilerdensen kiralaman normal. çünkü onlardan biri olmak istiyorsun demek ki.
yüce allah sana ev vermiş, allah sayesinde ev sahibi olmuşsun.
ve seeeen gidip allah'ın bahşettiği evini hunharca kullanıyorsun. var mı böyle bir şey?
açıkçası ben anlamıyorum bir ev sahibi evini nasıl üniversitelilere kiraya verir? acıyorum dersen git yardım et yurtta kalsınlar, para desteği ver mesela. yalnız kendi evini verme.
çünkü üniversiteliler her gün karı atabilir, envai çeşit alkol alabilir, siyah torba içinde toplum ahlakını yerlere düşürebilecek şeyler taşıyarak evin adını kötüye çıkartır. sürekli çöp biriktirir ve apartmanı da pis kokutur. yaklaşık olarak 2-3 ayda bir yıkandıkları için her türlü hastalığı bulaştırma riski vardır.
yani bu nasıl bir zihniyettir inanın anlayamıyorum. böyle insanlardan uzak durmalı, üniversitelilere ev vermeyerek, kötülükleri kendimizden uzak tutmalıyız.
"çünkü üniversiteliler her gün karı atabilir, envai çeşit alkol alabilir, siyah torba içinde toplum ahlakını yerlere düşürebilecek şeyler taşıyarak evin adını kötüye çıkartır. sürekli çöp biriktirir ve apartmanı da pis kokutur. yaklaşık olarak 2-3 ayda bir yıkandıkları için her türlü hastalığı bulaştırma riski vardır."
ben de seni üniversite mezunu sanıyordum. üniversiteliler istisnasız böyle insanlar olduğuna göre içlerine kendini dahil etmezsin herhalde. püüüüü... hem yobaz hem cahil...
sonradan dert yanan tiplerdir. bazen haksız da sayılmazlar hani. birkaç yıl evvel bu zihniyetin taşıyıcısıyla tanışmış, derdini dinlemiş ve hatta atlattığı badireyi bizzat olay yerinde gözlemlemiştim. evini kiraya verdiği öğrenciler, salonun ortasına yaklaşık 4 santimetre derinliğinde ve 20 santimetre çapında çukur açmış lan!
evi uludag üniversitesi yakınlarından görükleden tuttum. bir arakadaşalara daha ev lazım oldu ev sahibine yönlendirdim ev sahibi evi gezdirdikten sonra bizim arkadaşarlara:
-bak burası sessiz sakim yer eve karı-kız da atabilirsiniz alemde yapabillirsiniz!
bizim arkadaşlar :
-höynk!!!
(benim paramı verinde ne b.k yerseniz yiyin zihnieti) :-)
o üniversite öğrencileri bir de kız ise,şöyle kibar,oturmasını kalkmasını bilen,hanım hanımcık. işte o zaman ev sahibi verir evini kiraya. bir de şey der, bunlar öğrenci canıım biraz da yardımcı olıyım bari. sonra gittiği yerlerde bahsi geçince anlatır da anlatır bizim mütevazi ev sahibimiz. iyilik olsun ya para mühim değil,gencecik hanım hanımcık kızlar. tabi takdir edilir,şımarır azcık,mutlu olur. sonra bakar bizim helal sütü emmiş kızımızın evine bir iki arkadaşı gelir,erkek. böyle serseri tipler. hep de kuzeni olur ya onlar,akrabası felan.
en nihayetinde kiracımız akıllanır.
eğer bu grup erkeklerden oluşuyorsa durum daha da vahimdir. ilk olarak evi bok götürüyordur,bu kesindir yani. ha sonra eve ders çalışmaya gelen bayan arkadaşları da hep kibardır. dairenin* önünden geçerken pis bi koku sarar burnunuzun etrafını.
en nihayetince kiracımız yine akıllanır.
eğer ki grup kızlı erkekliyse,kiracının hiç şikayet yoksa o kiracının umrumda bile değilsinizdir. en güzelidir. keyfini çıkarın. yatın,kalkın,zıçın,arkadaşlarınızı atın eve takılın,ders çalışın.
öğrenciliğin zorluğunu yaşamıştır veya bunları tahmin edebiliyordur ve bunlardan pay çıkartarak öğrencileri biraz olsun rahat ettirmek isteyen kişinin zihniyetidir.
ama bir de evini sadece bayan öğrencilere veya bayan memurlara kiralayan abazan ev sahipleri vardır.
