saçma sapan lakırtılardan ibarettir. Evinde kedi beslemenin hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü bu başlığı açan yazar kediyle köpeği ayıramayacak kadar acizdir. Kediye nankör damgası vuran insanlarla aynı kefeye koyabiliriz. Lakin kedi nankör değildir, özgürlüğüne düşkün bir hayvan olduğu için insan denilen mahlukat tarafında nankör damgası yemiştir. Kendiniz empati yapma özelliğine sahipseniz sizi bir dakikalık empati duruşuna davet ediyorum vesselam
insanları dinden uzaklaştırmak için öaba sarfeden ebesil ukelaların ortaya attığı iddialardandır. lakin alttaki kıssası okuyun ki bu gibi teranelere kapılıp da islamı yorumlamaya çalışmayın.
Zamanın ulularından Ahi Ferec Zencani Hazretleri’nin bir kedisi vardı. Evinde de hiç müsafir eksik olmazdı. Her zaman müritleri ziyarete gelirler o da müridlerine bir şeyler ikram ederdi.
Gelecek müsafirlere yemek hazırlamak istendiği zaman kedi çağrılırdı. Kedi ne kadar miyavlarsa hizmetçi tencereye o kadar su ilave ederdi. Her miyavlaması için bu miktar bir bardaktı. Bir gün yemek hazırlandı, müsafirlerin önüne kondu. Fakat gelen müsafirlerin sayısı hazırlanan yemekten bir fazla çıktı. Kedinin eksik miyavlamasına şaşırıp kaldıIar. Biraz sonra kedi müsafirlerin içine girdi, müsafirleri teker teker kokladı. Ve en sonunda da birinin üzerine vardı işedi. Sonra araştırıldığı zaman o kimsenin bir gayr-i müslim (dinsiz) olduğu anlaşıldı.
Yine bir gün, aşçı çömleğe sütlaç yapmak için süt doldurmuştu. Bir zehirli yılan gelerek çömleğin içine girdi. Aşçının bundan haberi yoktu, kedi gelip çömleğin etrafında miyavlamaya ve feryat etmeye başladı. Aşçı kedinin bu halinden bir şey anlamıyordu. Onu azarladı ve oradan kovaladı. Fakat bir fırsatını bulan kedi kendini çömleğin içine attı ve öldü. Çömleği boşalttıkları zaman kara bir yılanı çömleğin içinde ölmüş olarak buldular.
Şeyh Ahi Ferec Zencan i Hazretleri:
- O kedi kendini dervişlere feda etti. Onu yıkayıp kabre koyunuz ve ziyaretgah ediniz, buyurdu.
Halen kabri Zencan’da ziyaret yeri olarak bilinmektedir.
beslemiycen kediyi. karşısına geçip şapırdata şapırdata yemek yiycen, onu aç bırakacan. su da vermiycen. acından gebersin kedi. sana ne. sen müslüman olmanın peşindesin sonuçta.
saçma bir başlığın altına girilen saçma bir entry daha. lan oğlum evinde kedi besleyen kişi müslümanlıktan mı çıkar? kedi ile islamiyetin ne alakası var? aksine kediye bakıldığı için belki çok büyük sevap kazanılabilir. ebu hureyreyi bilir misin sen? kendi peygamberimiz zamanında yaşayan bir sahabidir. hureyre ismi kendisine peygamber tarafından verilmiştir. anlamı da kedilerin babasıdır. bu büyük zat kedileri çok sevdiği için kedileri vardı. ondan bu isme layık görülmüştür.
Peygamberimizin "kediyi sevmek imandandır" sözünden bihaber söylemdir. Evde kedi beslemek sevaptır. Çocuğun merhamet duygusunu geliştirdiği ve eve bereket getirdiği için peygamberimiz özellikle tavsiye etmiştir.
din bilir kişilerince günah olmadığının tasdikine tanık olduktan sonra aileme kedi dahil eden bir zat olarak kedimin zikmesini istediğim karalama çalışmasıdır.
kediye değil de evde köpek beslenmesine karşıyım. bahçeli evin varsa ne ala. ama 15 katlı 60 daireli bir apartmanda köpek beslenmesine de karşıyım. bizim apartmanda var böyle bir tip. köpek şimdilik 3-4 aylık yavru. büyüyünce kangal kadar olacak. adam bunu asansörle evine çıkarıyor. kimse de itiraz etmiyor. benim evim 1. katta olduğu için ses etmiyorum ama yakında koridorda köpek pisliği görürsem yöneticiden hesap soracağım. hatta görsem söyleyeceğim de adam ortalarda gözükmüyor. oysa seçilmeden önce apartmanımızda şunlar, şunlar eksik, şunlar aksıyor, şu yapılmalı, bu yapılmalı diyen, bir yıllık yeni sakindi kendileri. o halde sen yönetici ol dedik. kabul etti ama henüz bir icraatini göremedik. şimdi apartman eskisinden daha pis ve daha disiplinsiz. evet ben apartmanda köpek beslenmesine karşıyım.
tezat durum. mına koyim yeri gelince mübarek hayvan derler, yok öldürürsen çok günah, şu kadar cami, şu kadar okul yaptırman gerekir derler, bla bla bla. la bi gidin.
