en rahatsız verici durumlardan biridir. öyle ki sabah kalkarsınız, mutfağa su içmek için gidersiniz. mutfak camının tam karşısında yapılmakta olan inşaattaki ameleleri fark edersiniz. sesiniz çıkmaz, sessizce suyunuzu doldurursunuz ama amelelerden biriyle bi göz göze gelme, bakışma olur. evinizin dibinde bulunduklarından sizi hayvan gibi dikizlemeleri oldukça kolaydır.
ders çalışmaya çalışırken, müzik dinlerken, televizyon izlerken, kitap okurken sürekli inşaattan pat pat sesler gelir. matkap sesi beyninizi deler.
ya da eve geldiğinizde, apartmanın önünde iki saat çantanın derinliklerindeki anahtarı ararken amelelerin yine öküz gibi baktığını fark edersiniz. onlar siz görmüyorsunuz sanarlar ama apartman kapısı aynalıdır.
işte böyle boktan bir şey. bitmesini dört gözle bekliyoruz.
yaklaşık iki haftadır dış cephesi mantolama yapılan karşı binanın bana ve çevreye eziyet etmesidir. 15-16 saat kürtçe müzik ve kürtçe bağırış çağırışlar duymaktan fenalık getirir. o değilde benim kedi'nin şivesi değişti kürtçe miyavlıyor ona üzülüyorum.
hafta sonları öğlene kadar uyuyan, cumartesi ve pazar sabahı diye kavramlarla tanışmamış bir insanın bunları tanımasına yol açan lanet olasıca durumdur.
(bkz: evin yanında düğün salonunun olması) çok daha beterdir. siz jazz, new age, dinlerken son ses kasap havası çalar. düğününe göre kürtçe şarkılar da çalar. bir süre sonra kürtçe rüyalar görmeye başlarsınız.