bir dönemi çok eziyetlidir ta ki üniversite kazanıncaya kadar, ee bir de taşaklı bir okul ve bölümse hayatı rahat kılar. abiler ablalar para gönderir mis gibidir yeminle.
havaların sıcak olmasından dolayı sigaramı balkonda içiyorum. park gezmesinden dönen dört kişilik bir aile de balkonumun altından yavaş yavaş yürüyorlar. anne-baba önde, abla-kardeş arkada. abla 5-6 yaşlarında, kardeş de 2-3. yürümekte zorlanan ''parkın küçüğü'', sokakta da aynı küçüklüklük performansıyla parmak ısırtıryor. ''sokağın küçüğü'', ablasını kızdırmak için habire eteğini çekiştiriyor. ablasının bir kaç uyarısına aldırmayan ''eteğin küçüğü'', minik ellerinden ablasının eteği kurtulmasıyla poposunun üzerine oturuyor. olacak ya, tam popo üzerine oturma esnasında, arasıra yavrucaklarını kontrol eden annenin kontrol etme anı popo üzerine düşmesine denk geliyor. tabi eteğe asılması falan kayıt dışı.
annenin derin bir ''hiiii'' çekmesiyle ''asvaltın küçüğü'' o ana kadar sesi çıkmamasına rağmen yaygarayı en alasıyla koparıyor. eteğe asılan kendisi, düşen kendisi, ağlayan kendisi. peki azarı kim işitiyor?
onun içindir ki;
sevgili evin küçükleri;
iki ekmek, bir yoğurt almak o kadar zor olmasa gerek. evin büyüğü olmak da o kadar kolay değil.
evin en şanslı kişileri de olabilirler. 2 tane büyük abisi var ise ve bu abiler en ağır işleri yaptıysa örneğin siz bakkala çakkala giderken onlar bakkalda baba dinlensin diye saatlerce durabilirler kendi bakkalınız var ise. arkadaşları mahalle maçına gider ve abileriniz arkadaşlarının arkasından bakar ve iç geçirirler. yaşadıkları şeyler de ukte yaratabilir üzücü anılar geride bırakabilir.
Bakkala gitmek, kapıyı açmak, evin büyüklerine su getirmek komşuya evde yapılan hamur işlerini götürmek, yaramazlıklardan sorumlu olmak ve çok sevilmektir evin küçüğü olmak.
bir yandan yorucu fakat bir yandan da güzel bir durum amcangiller, dayıngiller gelince bakkala gidip ekmek,su vs. vs. alırsın kalan para genelde sende kalır. 3 kere bakkala git 10tl ye yakın belki de 10 tl yi bile geçen para cepte.