15.
programın başındaki mutsuzluğunuz ile sonundaki mutluluğunuz arasında belirli bir kitleye ''ay ne güzel ya'' dedirtecek kadar fark bulunmasıdır.
14.
saçma sapan dekorasyonu beğenmiş gibi yapmak.
13.
cam çerçeve indikten sonra evin ne hale geleceğini düşünmemek, takmamak..
12.
evim şahane klasiklerinden den biri :
inanmıyoruuuuuuuuuuuuuum. ( evin yeni halini görür görmez ).
11.
sülalede birinin vefat etmiş olması.
20 yıl önce babaannemin kardeşi öldü onu çok özlüyorum , deseniz de olur yeter ki ağlayın.
bir de babaannenin kardeşinin fotoğrafını vereceksin ki fotoyu büyütüp poster olarak salonun duvarına yapıştırsın.
10.
ev teslim edilirken uzaylı görmüş sığır gibi şaşırmak.
9.
Eller ağzın üzerinde, olabildiğince şaşkın bir hal alırken Selim ağbiiiii diyebilmek. Ton çok önemli ilk ona bakıyorlar.
7.
iğrenç kalitesiz ürünleri , renk uyumsuzluğunu ve berbat işçiliği kabul etmek.
beğenmediğini belli etmemek.
7.
Selim Beye yavşaklık yapabilirim, değişimi gördükten sonra çılgınlar gibi sevinip şaşırabilirim,iyi pazarlık yapabilirim ve ustalarla birlikte isci tulumu giyip onlara yardim ediyormuş gibi yapabilirseniz buyrun basvurun efendim evim şahaneye.
5.
Mimarın keline şaplak atmamak. Ay ben dayanamam.
4.
mağazaya gidip seçilen ürünleri ev sahibi kendi seçiyormuş gibi yapmak. alınacakları ekibin önceden belirlediğini çaktırmamak.
biz de yedik *
3.
mimar selim beyin boynuna sarılmak. ağlamak.
2.
Son sahnede yeterince şaşırabilmek.
1.
1- fakir olmak ( orta halli de ,hatta ortanın az üstü de olur, yeter ki çok ihtiyaçlıymış gibi görünsün))
2- aileden birinin ölmüş olması (50 yaşındaki kadının 85 yaşındaki babasını kaybetmiş olması bile olabilir . yeter ki ağlasın)
3- ailede hastalık olması ( öksürük, nezle de olabilir. yeter ki acıklı bir sahne yaratılsın).