elimde bir adet mevcut. hayatımda nadir olarak birilerini dövme isteğine sahip olmuşumdur, bu kadını ve kocasını dövmek istiyorum.
o bana yalandan balkon demirlerini silerek bakarken bende ona bakıyorum. bakalım ne zamana kadar böyle gidecek...
bir kağıda " ne bakıyorsun .... koduğum, bakma gözünü ..... " yaz,
baktın yine bunlar bakıyor,
kaldır kağıdı, okuyunca yüz hallerini gör, anlayacaklardır sorunlarını , ha anlamadılar bıdı bıdı ederlerse al kepçeyi eline git kapılarına, bu kepçe var ya de göster, bu sizde kalsın de, geri gel evine.
her eve lazımdır, kem gözlerden korur, mahkemeye hangi saatler evin içinde hangi saaatller evin dışında olduğunuza dair kanıt sunmak gerektiğinde gönüllü şahitlik eder.
ancak, evi gözetleyenin cinsiyeti ile, evi gözetlenenin cinsiyeti söz konusu olduğunda konunun fantazilere de açık olduğu unutulmamalıdır.
sitilesi komşudur. ne bakıyon amk diye zagor gibi uçulası adamdır. polis i arayıp boşunu aldırmak icap eder öncesinde ki sonra saldırınca yoktan yere yapmış olma işin içinde tahrik olsun... ;)
Kendi hayatından bir haber, işi gücü elalem olmuş olan, özel hayata burnunu sokmakta bir sorun görmeyen, kendisini ilgilendirmeyen durumlarda (bkz: Eve kim girmiş çıkmış, saat kaçta eve gelmiş vb.) 'banane' demeyi öğrenememiş, hep kendisinin doğru başkasının yanlış olduğunu savunan insan müsveddesi.
Bir adet de bende mevcuttur. Ne zaman evimde otursam mutfakla oturma kısmım bitişik olduğu için pencereyi açtığım anda karşı camda bitiyor. Zaten 24 saat balkonda. Tamam canın sıkılıyordur anladık da evin içine içine ne bakıyorsun kardeşim. Özel hayata müdahale var.
Cem özer'in bir hikayesi vardı.
Evet, cem özer, azıcık geçkinim.*
Bir gün komşusu evde boxerla dolaşıyor diye şikayete gelmiş kapıya. Bu da istediğim gibi dolaşırım diye kavgaya tutuşmuş komşusu ile.
Sonra adam alt kat komşusu çıkmış. insanlar bayağı balkondan sarkıp bir şekilde üst katta bunun evini dikizliyormuş.