efendim gözlemlediğim kadarıyla sadece orta anadolu kökenli annelerin ayptığı bir eylem bu. zira egede ve akdenizde de bir çok eve gittim ama bu tür bir manzarayla karşılaşmadım. oysa ankarada bilimum arkadaşım evdeki çiçek popülasyonundan şikayet eder her daim. çünkü; anneleri inanılmaz derecede çiçek hastasıdır.
benim annem de böyle maalesef. çiçekleriyle konuşur, onlarla ilgilenir,tüm sevgisini sunar onlara. evde salonun ortası hariç boş yer bırakmadı zaten bu sebepten dolayı. ki ordada halı ve masa var zaten, oralaradaçiçek koysa biz yaşayamayız. tabii bu konuda babamın girişimlerini de inkar edemem. çok çabaladı o eylemi yaptırmamak için adamcağız. ömrüm boyunca daha bir gün annemin ağzından benim için söylediğini duymadığım iltifat, övgü cümlelerini o hain çiçekler için duydum. arada dertleştiğine bile şahit oldum. onlar da maşallah cidden anlıyorlar galiba, açılıp saçılıyorlar her fırsatta.
bunun bizim eve özgü bir sorun olmadığını ise arkadaşlarıma misafir olunca fark ettim. gördüm ki onlar da aynı dertten muzdarip. "gece evde oksijen namına bir şey kalmıyor lan" diyorlar, zira çiçekler gece karbondioksit salgılıyor biliyorsunuz. lakin bunu onların neye dayanarak ortaya attığını bilmiyorum. ibnelik de yapıyor olabilirler hani. ama bu evlerdeki çiçek çılgınlığı gerçeğini değiştirmiyor maalesef. toplumun kanayan bir yarası bu.