Dün Tanrının varlığı ile ilgili bir tartışma da. Tartışma değil aslın da bunun nasıl tartışılması gerektiğini bilmiyorlardı. Neyse işte başlık istediğim gibi olmadı ben düşüncelerimi birkaç önemli araştırmanın ardın dan kesinleştirdim. Evet, şöyleydi; Steven Hawkinge göre evrenin var olabilmesi için gerekenler şunlardı; kütle, enerji, boşluk ve şunları ekledi ekledi enerji ve kütle aynı şeylerdi, yani ikisi bir birini tamamlıyordu yani geriye gerekli iki şey kalıyor boşluk ve enerji. Ben boşluk hakkın da şunları düşünüyorum; aslın da boşluğun var olmaya ihtiyacı yok Çünkü; boşluk sonsuzdur ve bunun sebebi aslın da boşluğun var olmamasıdır. Yani boşluk yokluktur ve sonsuz olmasının sebebi bu şekilde mümkün. Bana mantıklı gelen bu. Bu yüzden akıl almaz bir oluşumun ihtiyacı olan sadece enerjidir. Bunlar benim düşüncelerim. ama Steve reyiz için şu; bu var oluş için gerekli olan enerji ve boşluk. Hala enerjinin nasıl var olduğunu bilmiyoruz. Düşüncelerini z tanrı dan yana ama devam edelim. Neyse tanrının varlığıyla alakalı birkaç soruyu siktir edip devam ediyoruz . evet evren var oldu ama gelişimini belli belirsiz bir sisteme üzerine yaptı. Gezegenler, yıldızlar, uydular falan ve bunların oluşturduğu bir takım yeni enerji, madde evreni sistemleştirdi. Sistemleşen evren de değişimler devam etti. Ve bu sistemin oluşumun da tanrının yardımı yok
Kendi düşüncelerim den bahsetmek istiyorum. Sistemleşen evrende uygun şartlara sahip gezegenimiz dünya kendi için de canlıyı oluşturdu. mümkün değil demeyin bana kalırsa en basit olanı bu sistemin kendi kendini oluşturduğu apaçık ortada ve bunun zamana ihtiyacının olması tanrının ne kadar aciz hatta gereksiz olduğunu ortaya koyar . ama dindarlar için tanrı sonsuz kudrete sahip olandır. Ama işi gerçeğe dökersek hiçbir şey onun ol demesiyle olmuyor. Her şey belli bir işleyiş dahilin de oluyor. Ve bu işleyişin tanrıyla alakası yok. Buna göre canlının da tanrıyla alakasız bir şekil de var olduğu kesindir. Çünkü evrenin var oluşu beraberin de bir canlının oluşabilmesi için gerekenleri de var etti. Ve canlı var oldu. Bu canlının milyonlarca yıllık evrimi canlıyı insan haline getirdi. Düşünüp kavrayan insanların merakları dinle sınırlanıyor. Ve insanlık dini oluşturuyor. Bir takım zeki insanlar da akıllarını kullanıp muazzam bir saltanat için peygamberliklerini ilan ediyor. Ama peygamberlerin hepsi kötü niyetliydi demiyorum. Peygamberlerle de ilgili araştırmalarım var. Neyse bundan sonra anlatacaklarım zaten peygamberlerle ilgili de bir takım düşüncelere sahip olmanızı sağlayacak. Yani insanlarım var oluşuyla ilgili şöyle bir örnek daha vereyim; yemek yemek isterken yemeğe batırılan kaşıkta yemek kalıntıları vardır yani bu olmak zorundadır. Ve eğer evreni tanrı yarattıysa amacı sadece evreni yaratmaktı insanlar planı dahilinde değildi. Ama evreni n mecburi kıldığı nedenler insanın var olmasını sağladı. Amaç sadece insanları yaratmaksa diğer güneş sistemin deki diğer gezegenler ve hatta güneş niçin var? Sonsuz güce sahip bir tanrı niçin insanlar için bunun gerekli olduğunu düşünmüş. Aslına bakarsan insanı var eden dünyadadır. Hatta tanrının insanlar dan haberi bile olmaya bilir. Cep telefonlarımız daki bakterileri düşünün bunu okuyana kadar aklınızda mıydı? Ve tanrının bizim var oluşumuz ve yaşamımızla alakası olmadığı için asla ona borçlu değiliz. Namaz kılmamız, oruç tutmamız gerekmiyor. Çünkü karşılığın da tanrı size hiçbir şey vermeyecek. Hayır, Tanrı tarafından yaratılmış olsak bile bu yaratılışı biz seçmediğimiz için ona borçlu değiliz. Zira hesap günü yaratırken bana mı sordun yarram diyebilirsin.
Cehennem, cennet ve ruh yok. Cennet ve cehennemin var olabilmesi için başka gezegenlerde hayat olması gerekiyor. Pekala var diyelim evrende yalnız olmadığımız kesin. Ama ölen biyolojik bir canlının cennete gidiyorum diyerek Marsa kanatlandığı görülmemiştir. Ve bin insanın cehennem de yaşayabilmesi mümkün değildir. Çünkü oranın havası, insan yaşamına el verişli değildir. Öldükten sonra gidiliyor oraya demeyin böylesi bir durum da da ölen bir kişinin acı çekmesi mümkün değildir. Bu mantıksızlık silsilesi cennet ve cehennemin var oluşunu siler. Cennet yada cehenneme gitme amacı olan bir ruhun olmayan bir yere gitmesi mantıksızdır. Bur da ruh kendi kendini siker. Ama hala tanrı yok diyemiyorum çünkü dünyada ki adalet sistemiyle alakalı; yoldan geçen aküsüz çöpçülerden yada bir bilim adamının kişisel görüşlerinden hatta tam olarak ne anlattığını anlamadığın kişisel görüşlerinden yola çıkarak tanrı yok diyemezsin. Dersin ama bir düşünmen de fayda var derim. (birilerine gönderme yapıyorum şu an) yani bu olayı şu şekil de özetlemek istiyorum evet, maymun dan geldik öldükden sonra da sonrada sonsuzluğa karışacağız. Bu da dinin bütün kurallarını yıkıp orta da inanılması gereken hiçbir şey bırakmaz yani ne din var nede allah (allahın var olmama nedeni ap ayrı) neyse bunlar benim düşüncelerim di şimdi steve reyize dönüyoruz. Kendisinin tanrı yok teorisi var şöyle; onu bunlar, şunu onlar çarpıp toplayıp kırk sonucunu bulan devlet bahçeli gibi değil tabi. Ama bir bilim adamı tanrı yok dedi ben bunu düşünmekten vaz geçmem. Sonuçta benimde steveden bir farkım yok. Aslın da var da benim götüm kalkık.
Reyizin teorisi; evren var olmadan önce zamanın var olmadığı, zamanın olmadığı bir yoklukta tanrının evreni yaratabilmesi için zamana ihtiyacı olduğu, ama zaman olmadığı için evreni yaratamadığıdır. Peki enerjinin zamanın olmadığı bir yerde var olmasına ne demeli? Yani enerjinin hatta patlamanın bile zamana ihtiyacı var. Steve bu noktaya kadar tanrıyı inkar etmiyor. Ama tam bur da geride kalan tüm şüphelerine bir sünger çekip tanrı yok diyor. Olmadı steve reyiz. Zaman yoksa enerji ve patlamanın olması da imkansızdır. Ağzın burnun niye yamuk sanıyorsun? Evet, evrenin nasıl var olduğunu bulmama yardımcı oldun. Tanrı değildi. Evet haklıydın. Yanlışların, düşünemediklerin olsa da benim kadar haklıydın..
Evet, 3d bir kameram, tekerlekli sandalyem, ve içine ampul yerleştirilmiş vespa kaskım olsaydı benden ortaya senin ki kadar başarılı bir teori atardım. Evet, düşüncelerinin aksine tanrının zamana ihtiyacı yoktu ve evreni tanrı yarattı. Ama var olan her şeyin bir yaratıcısı var sonucuna ulaştığımıza göre bir de tanrının yaratıcısı olmalı. Tanrıyı var edenin de bir yaratıcısı olmalı. Tüm bu düşüncelerin bizi götürdüğü konu evren yada tanrının yoktan var olması gerektiğiydi. Evrenin yoktan var olması şüphelerimiz olsa da allaha şükür mümkünleşti tanrılar hakkın da hiçbir şey bilmediğimiz için yoktan var olan evrendi. Artık tanrı var olsa bile ben inanmamak zorundayım. Ama; bazıları gibi adalet sisteminden, duygusal sebeplerden yada steve öyle dediydi diye değil, düşünerek bir çıkış yolu bulduğum için. Evet. Haklısınız. Hadi haklı olun. Ve haykırıyorum TANRI YOK.
o videolar iyice izlendiğinde hawking in tanrıya ihtiyaç olmayabilir dediği görülmekte. bir fizikçinin felsefe yapmaya çalışması kadar abes ve komik pek az şey vardır. olasılıklardan bahsedersek farklı yerlere ulaşmak mümkündür.
(bkz: ibretlik paylaşım)
allah, zaman ve mekandan münezzehtir evrende nedensellik ilkesiyle tekamül şeklinde yaradılışı gerçekleştirmesi yokluğuna kanıt olamaz. zaman ve mekan kavramından bağımsız düşünemeyen insan için madde ekseninde kesin bir yokluk olgusuna ulaşılamaz.
steve reis(!) allah'ın 99 ismini derinlemesine kavramalıdır ki fizik bilimiyle birlikte teolojik çıkarımlarda bulunabilsin.
yani sadece madde üzerine düşünmekle olmaz allah dedin mi her türlü en mükemmel kelimeleri yanyana koysan tanımlamakta eksik kalacağımız bir varlıkların sebebinden bahsediyoruz, zaman olmadan yaradılış olamaz gibi bir cümle varya işte bu cümle ile inanılan allah hakkında eksik tasavvur hemen kendisini ortaya çıkarır. yani bu da gol değil. şüphecilikle ömür biter, mutmain tanrıtanımaz asla olamaz, çünkü dışarda olduğu kadarda derin bir alem insanın içine doğru uzanır ve bu sorgulama asla ve asla kısır döngü içerisine girmiş insan için bitmez. sadece ben yokluğuna inanıyorum deyip tamamen özgür irade hissi ile kendi kendini tatmin eden nefise özgürlük alanı açmış olur.
meselenin özü şudur; allah'ın varlığıyla ilgili akıl yürütürken algımızı hala madde ile sınırlandırmaya çalışmamız aklımıza hakarettir. bir de allah kesin bilinmeyi istemiyor ve insaflı bir bakışla hakikat arama samimiyetinde bulunanlara içsel kesinlik vaadediyor. büyük bir resim var ortada, sanıldığından çok daha büyük bir resim.
bir biyolog olarak tek bir soruyla çürütebileceğim bir yanılgıdır,peki niye tüm canlılar ölmeye programlı, bak niye tüm canlılar ölür demiyorum,tüm canlılar ölmeye programlıdır evet, hücrelerin ölüm emrini veren aminoasit zincirleri her canlının doğuştan beri tüm hücrelerine işlenmiştir ama bu kodlar canlının ölüm sürecine değin pasif kalır, genetik olarak kodlanmış ölüm süreci gelince bir dizi aminoasit aktifleşir ve sonunda hücre içindeki yıkım süreci başlar, bunun sonucundan hastalıklar, organ yetmezlikleri ve ölüm gelir. Madem canlılar sürekli olarak iyi olana evriliyor, peki bu sürecin canlı içinde baki kalması neyin açıklamasıdır, tek bir şeyin o da yaratıcının muazzam tasarımının.
bir mekatroink mühendisi olarak tek bir soruyla çürüteceğim yanılgıdır. şimdi düşünün dünya yuvarlak. ama biz düşmüyoruz öyle değil mi. o halde tanrı vardır. evet.
tamam o zaman sen neden varsin gayen nedir. eger baban istediginde annen basim agriyo deseydi sen simdi hala babanin dassaklarindaydin. varsinda ne oldu insanlarin kafalarini karistirmaksa senin yaptigin devam et ama unutma bilimde bir yere kadar gider.
bilmek ile inanmak çok farklı şeyler. bilim insanı olmak, insanın çok çok zeki olması onun inanç, din, yaratılış gibi konularda söylediklerine körü körüne inanmayı gerektirmez.
inanç öyle bir şeydir ki, hiçbir şeyden bihaber, bir dağ köyünde yaşayıp, alnını secdeye götürdüğünde, içinin huzur dolmasıdır.
açık bir gecede, başını semaya kaldırıp, yıldızları seyrederken, içinden geçenlerdir. evet bir yaratıcı var, boş değil hiçbir şey.
tanrı yok demek de özgürlüktür. ama benim var fikrime ve inandığıma laf edersen, sadece ben gücenirim. yaratıcının umrunda olur mu, sanmam.