Sevim Burak'ın ilk baskısı 1984 yılında yapılan eseri. Eseri demek durumundayım çünkü yazılanları sevim Burak 3 perdelik roman, olarak adlandırırken, yayınevleri oyun kategorisine sokmayı tercih ediyorlar. Okuduğumuzda da yazılanın hem ikisi olduğunu hem de hiçbiri olmadığını görüyoruz. Kitabın yky'deki 1. baskısı ise, ocak 2006'da, işte baş işte gövde işte kanatlar oyunuyla beraber yapılmış. ikisi toplam 96 sayfa, yalnızca Everest my lord ise, 31 sayfa tutuyor.
Metinin ilk sahnesi tam bir oyun olarak yazılmış giriş cümlesi, anlatılan sahne düzeni, bir oyun diyalogları şeklinde ilerleyen konuşmalar vs. işler ikinci sahneden sonra fena karışıyor. Yazılana, sevim Burak'ın göstergesi kabul edebileceğimiz kes-yapıştır tekniği hakim olyor.
Meraklıları bilirler, sevim Burak, yazılarını daktiloya çeker ve ufak kağıt parçaları halinde perdelere iğneler (yakın çevresi bunun terzilik döneminden kalma bir alışkanlık olduğunu vurgular) daha sonra bu iğnelediği kağıtları kurguladığı biçimde bir araya getirir, beğenmez bozar, tekrar yazar ve yeniden bir araya getirir ve bu böylece sürer gider.
Everest my lord da tam böyle bir çalışmanın ürünü, ilk sahneden sonra tekrarlanan cümleler, dil encümeni tarafından onaylanan alfabe ve rakam broşürleri, çeşitli resimler sayfaları dolduruyor ve anlatılandan ziyade şizofrenik bir karmaşa içinde kayboluşumuza odaklanıyoruz.
Kitaptan:
Everest my lord: gerçek ne demek?
Yazarın gölgesi: bilmiyorum. (birden bağırır:) yeter be!.. bıktım bu saçmalıklardan...
Yazarın gölgesi (gırtlağına sarılır): eğer bilmiyorsam
bilmiyorum demektir
eğer bilmiyorsa
eğer bilmiyorsak
bilmiyoruz
bilmiyorlar
bilemezler
bilemeyecekler
bilmiyor
bilmez
bilmiyorlarsa
bilemezlerse
bilemeyeceklerse
bilemezlerse
bilinmeyecek (15. sayfa)