Ailenizden ayrıldığınızda aynı şehirde ayrı yerlerde yaşamaktaysanız da onları ziyaretleriniz zamanla azalır. artık onlarla doğal yaşam alanlarında zaman geçirmek yerine daha doğrusu onların sıradan işleri arasına, yalnızca zamanlarına dahil olmak yerine onların sizi ziyaret etmesini istersiniz. çünkü size geldiklerinde amaçları farklıdır, amaç uğruna yol katetmişlerdir. bunu farkettikten sonra ziyaretlerinizin azalması kaçınılmaz ve geri dönülemez bir değişikliktir. bir kere farketmişsinizdir artık birlikte geçirilen zamanın önemi niteliğine göredir, niceliğine değil. Özetle bu tespiti yapabilmemi sağlayan, insanın birey olmaktaki başarısına etki eden eylemdir eve çıkmak, özellikle tek başına eve çıkmak.
Üniversitede yurtta ilk sene kimsenin ağzından düşürmediği eylem. Ben de çok söylendim durdum. ilk sene bitsin okula, şehre alışayım sonra rahatça eve çıkarım. Ama işler hiç de öyle olmuyor. Baktım temizlik başkasından, yemek baskasından -ki yurt yemeklerini yemiyorum midemi bulandırıyor-elektriği suyu doğalgazı benim derdim değil şükür yattığım yer de rahat. E manyak mıyım ben? Ne diye dertsiz başıma dert alayım ki. işte canımız çok ev ortamı çekiyor yurda erken girmek istemiyor o zaman da izin alıyoruz.
yola yakın olsun, masrafsız olsun, manzarası olsun, okula yakın olsun, yan dairede kız öğrenciler kalsın istersin bul bulabilirsen. hadi buldun diyelim kanepe, yatak, baza işi var önce onları hallettin beyaz eşyası var, perdesi var , ovvvv tabağı, çatalı , bıçağı , deterjanı elektrikli süpürgesi, tost makinesi var. en iyisi yurtta kalmaktır aslında (bkz: şaka lan şaka). ama tualete kimin sıçtığını bilmek duş için sıra beklememek, film izlerken sigara içmek, yemek yapmaya çalışmak, ışığı istediğin zaman açıp kapatmak, sadece sevdiğin arkadaşlarının yanında olması buna değer.
rahat olmak isteyen ve birazda parası olan öğrencilerin tercihidir. bu öğrencilerden biri de benim. birinci sınıfta yurtta kaldım ama kalmaz olaydım. bugün ise evi tuttuk. bir haftaya kadar da yerleşirim. Sonrası için;
(bkz: binlerce dansöz var)
Öğrenciyseniz, ailenizin evi üniversite ile aynı şehirde ise ve annenizin yanında siz gittiğinizde kimse kalmıyorsa gerçekten (her ne kadar ekonomik açıdan da zor olsa da) anneyi ikna etmek, tartışmak, kendini balkondan atacağı tehditleri ile yüz yüze gelmek sürecin en zor noktasıdır. Bu konuda nasıl akıl verilir bilmiyorum ama yine de akıl verecek olan varsa dinlerim, çok çok dinlerim. Çok iyi olur çok da güzel olur yani.
öğrenci olmanız durumunda çok sıkıntılı bir süreçtir. öğrenci olmanızdan mütevellid, çoğu ev sahibi kişisi, eve getireceğiniz hatunları, evde verilecek olan alkol partilerini ve çıkartacağınız gürültüler sonucu rahatsız olan apartman sakinlerini düşünüp evini size kiralamayacaktır. burada yapılması gereken şey, evine baktığınız ev sahibine mümkün mertebe efendi çocuk profili çizmek, mümkünse bol bol "inşallah" "allah'ın izniyle" "allah kısmet ederse" gibi dini terimler kullanmaktır. bu, sizin gibi alkol ve karı kız düşkünü, dağınık ve gürültücü öğrencileri kamufle edecektir.
yurttaki öğrencilerin en büyük hayali olup,masraflı bir iştir. ve genelde 2. yıl çıkılır.
eğer sizin de arkadaşınızın annesinin boş dairesi varsa ve size depozitosuz ve emlakçı parası almadan veriyorsa tadından yenmez bir ev olacaktır bu. yalnız ilk zamanlarda yeni eşyalar alınırken masraf olacaktır (tabii eğer benim evim diğer öğrenci evleri gibi olmasın güzel olsun diyorsanız). onun haricinde özel yurttaysanız eğer, aylık masraf daha az olacaktır.
karşılıklı güven ve anlayış gerektiren karar. tek başına yapıldığında hem maddi hem naevi açıdan sıkıntıya sebep olabilir. birkaç kişi birleşip gerçekleştirdiğinde, sıkıntılar azalır. yalnızlık olmaz, can sıkıntısının esamesi okunmaz.
üniversite yillarinda yurtta gecen 2 dönemin ardindan oda arkadaslariyla bir ev kiralayip, bu eve gecis yapmaktir.
yani aslinda:
- izmir in yaz sicaginda ellerde birer pet sise suyla sokak sokak ev aramaktir ve bulamamaktir.
- yurtta calisan zeynep teyzenin "kizlar size bi kanepe buldum, biraz eski ama idare edin" telefonuna deli gibi sevinmektir.
- eski püskü koltuk takimini bile sokaklarda güle oyanaya tasiyip mutlu olmaktir. cünkü o evinizin ilk esyasidir!
- ev sahibinin verdigi ikinci el kirli halilari bahcede köpürte köpürte fircalamak, yikamaktir.
- maksimum 5-10 cuval kömür aldiginizda burun kiviran esnafin "biz getiremeyiz alin surdan su el arabasini kendiniz tasiyin, noolur havaniz mi bozulur??" laflarina aldirmadan tasimaktir.
- izmir ikicesmelikte spot magazalar didik didik edilirken karsidan karsiya gecerken ölümden dönmektir.
- ilk mutfak alisverisini toptancidan yapmaktir.
- giris kapisinin anahtarini degistirmeyi ögrenmektir.
- alinacak listesi yapip, para kalmadikca listedekilerin üzerlerine birer cizik atmaktir.
- pisirilen ilk corbadir suyu fazla kacmis. o derece ki icine dogranan ekmek bir türlü yetmez.
kisacasi emek vermek, sorumluluk almak, özgürlesmek, kendi ayaklarinin üstünde durmak ve anne-babanin degerini anlamaktir biraz da.
elektrik, su, internet, alışveriş gibi masrafları da beraberinde getiren annesiz babasız bol arkadaşlı, geç kalma derdinin olmadığı, salam ve kaşar ikilisiyle kanka olduğun, bazen menemen kustuğun ve en önemlisi büyüdüğünü anladğın olay, hadisedir.