+ para isteyen var mı ulan!
- yok babacığım.
+ nasıl istemezsiniz uleeeeen!
- daha dün vermiştin babacığım!
+ hala nasıl harcamazsın lan paranı! komşunun oğlu günde 2000 dolar harcıyor ulan!
- özür dilerim babacığım.
+ yarın 5000 dolar vericem eğer harcamazsan seni miami'ye yatılı yollarım!
- tamam babacığım.
35 yaşından sonra ortaya çıkmayan tedirginlik. bu yaştan sonra çocukça tedirginlikler bünyede görülmez. tam aksine "ulan bana niye haber vermedin içmeye giderken hain peder" diye çemkirilir.
gün içersinde yalvara yalvara istediğiniz fakat alamadığınız para, izin vs. 'nin acilen alınması gereken ve bu yüzden de pek de tedirgin olmayacağımız durumdur.
Eve geldiği saatten sabahın ilk ışıklarına kadar uyuyamayacağını bilmenin verdiği rahatsızlıktır. "Yine kafa ütüleyecek" diye uyuyormuş gibi yapılsa da fayda etmez. Bazen yatağından kaldırır, bazende yatağın ucuna oturuverir. Acı, tatlı tüm hikayelerini anlatır.
sorun babanın eve sarhoş gelmesi değil, evlilik ve alie kurumundan rahatsız bireyin bu rahatsızlığını unutmak için içmesi ve sebebin kaynağına dönmesidir.
aile olmanın sorumlulukları altında ezilmiş ve tutsak olmuş hisseden birinin, otorite ve güçlü taraf olduğu tek yerde istediğini yapabilme, istediğini ezebilme yetkisinin kendinde olduğunu bilerek, alkollü olmanın verdiği rahatlıkla tüm bastırılmış nefreti kusma terapisidir. madem ben mutsuzum siz de mutsuz olacaksınız gibi bir düşünce, ya da benim hayatımı mahvettiniz düşüncesi ile aile içerisinde dehşet saçarak kişinin deşarj olduğu bir durumdur.
günlük yaşamında ve sosyal çevresinde başarısız bu tip insanlar, aslında sevilip sayıabileceği tek ortamın içine etmekten rahatsızlık duymazlar. alkol aldığı ortamda bulunan genel içicileri kendisi gibi görerek, sosyal çevresini şekillendirirken, geçmişe bakarak kaybettikleri üzerinden günden güne kendisini kurmaktan başka şey yapmaz. sürekli geçmişte yaşayan, ve kaybettikleri üzerinden yas tutan bu bireyin kazandıklarını harcadığının farkına vardırılması şarttır. ancak genel olarak yaşlılık dönemi başlarında yanlız kalması ve istenmeyen adam pozisyonuna düşmesi kaçınılmazdır.
15 yaşında küçüklüğünden beri bu durumu yaşayan ve sırf bu yüzden vitiligo ve tiroid hastası olmuş bir kız olarak diyebileceğim şu ki herkes bilmez. hele ki dışarıda babanı gören insana "senin baban ne kadar iyi biriymiş, Keşke benim babam da böyle olsa" dedirtir. ve o an o kadar şey anlatmak istersin ki anlatamazsın. o baba hep gündüzleri ailesinden başka herkese iyi davranan adamdır. geceleri geldiği en erken saat 12dir. evdekiler uyuyorsa da kendi istediği olsun diye uyandırır.(sırf bu yuzden geceleri hala yattıktan uzun bir süre sonra ancak uyuyabilirim, uyuyamazsam ağladığım gecelerim olur) acaba bu gece ne olacak diye tedirginlenip, o anahtar sesi geldiğinde kalbinizin hızlı çarpmasına sebep olur. en çok da kendime kızarım, geceleri bu sefer bu yaptıklarını hic unutmayacağım diyip sabahları normal rutine dönerim. ama mutluyum ki hiçbir zaman iyi bir ilişkimiz olmadı. sarhoş olduğunda dengesizce bağırdıktan sonra bana zorla sarılması dısında hiç sarılmadım babama. ona karşı nötrüm. mesela bugün iyi günüm sayılabilir ki bunu yazarken babam sarhoş ve salonda kendi kendine söyleniyor. bize sataşmadığı Günlerden. 15 yaşındaki bir kızın sevineceği şey, o gün babasının sataşmaması mı Olmalı? her aynaya baktığında yüzündeki beyaz lekeleri gördüğünde onu Hatırlamak zorunda mı kalmalı? hayatı boyunca stresli, utangaç biri mi olmalı? kısaca sarhoş gelen baba, babasız diye üzülen kızlara içinden salak bunlar dedirten babadır.