hayata olan heyecanını kaybetmiş, şehir merkezine uzak düşmüş, endişeyle boğuşan bir insanın seçimidir. dışarıda insanlar havadan sudan muhabbet edip kahkahalar atar, aşkla birbirlerinin elini tutar. zaman zaman pencereden onları seyreder insan, insanlarla iç içe olduğu, dinleyip dinlediği günlere özlem duyar. ama artık, bir zamanlar keyifli sohbetler ettiği insanlar, güneşin hiç batmadığı şehirler uzaktadır ve insanların yüzlerinin yorgun olduğu, donuk bir şehirdedir. hayat devam etmektedir, onu sürgüne terk ederek. umutla ayakta kalır, bir gün şehir merkezlerinin solmayan ışıklarının ortasında olacağı umuduyla günlerini geçirir.
evine kapanır, kitapları, yumuşak seslerin dillendirdiği şarkılar, onu seven ailesiyle bir aradadır. hayatın onunla alay ettiği uzaklıklardan kaçarak, uzun uykularla devam eder yaşamaya. bir gün hayallerinin onu tutup götüreceğine inanarak.
ay sonlarında cüzdanının ağlamaya başladığı zamanların habercisidir. böyle zamanlarda cepteki son parayla abur cubur alınır, televizyon kumandası ile düzeyli bir ilişki yaşanır. Evde internet bağlantısı varsa sözlüğe entry girme rekoru kırılır.
(bkz: paran yoksa ne rahat)
telefona bakıp ben aramayacağım bakalım onlar beni arayacak mı diye düşünüp aha bak aramadılar beni unuttular, kimse beni sevmiyor, ben de onları rahatsız etmeyeceğim bundan sonra diyerek, kimsenin yüzünü görmek istememe, kendinden sıkılma durumu.
işsizlik, motivasyon eksikliği,yalnızlık sonucu yaşanan doğal durumdur. nihayet depresyon getirecektir. evden dışarı çıkıp da ne yapacaksın? diyen insanın tercihidir.
alem, kelebek, şebek, kürek gibi dergilerde sevgilisiyle güneşlenirken üstsüz resimleri çıkan kadın şarkıcı aktivitesidir. üç gün evde oturur üstsüz, sonra yine güneşlenmeye çıkar.
sakatlanıp yürüyememekten dolayı mecburen yaptığın eylemdir kimi zaman. can sıkıcıdır. çektiğin acı mı koyar yoksa şu güzel havada evde olmak mı çözebilmiş değilim.