o küçüçük dünyası "çükünün üzerinde dönen" bazı erkekler vardır.
Her kızı, (çizgi filmlerde adaya düşen insanların bütün hayvanları tabakta kızarmış olarak görmeleri gibi) vahşi ve çocuksu bir tavırla "yatakta hayal ederler". Genelde çevreleri de kendileri gibi insanlarla doludur. Eleştirmiyorum, bu da bir yaşam tarzıdır. Ama bu yaşam tarzının böyle sıkıntıları da vardır işte. Bir yerden sonra gerçek dünyadan uzaklaşıp kendi dünyalarına hapsolurlar, sonra da böyle kendi çevrelerine bakıp genellemelerde bulunurlar.
Sevişmek de güzeldir de, yeri vardır, zamanı vardır..
insanların birbirleri ve ilişkileri konusunda belli bir aşamaya gelmiş olması lazımdır.
inançlarının ya da yetişme tarzlarının bu gibi durumlara olanak sağlaması lazımdır..
.. ve ruhsal ve sosyal anlamda bir sürü şey.
Ama dedim ya,
küçü'çük dünyası çükünün üzerinde dönüyorsa adamın eve gelen kız arkadaşı ne yapsın?
Bir kış günü hava soğukken eve gelip aynı battaniyenin altına girip ısınırken ve sevgilinin başını omuzuna dayayıp film izlerken uyuya kalması. Uyanmaması için saatlerce yerinden kalkmayıp sevgilinin mahsum yüzünü izlemek. Sevgilinin eve gelme sebebidir belki de.
YANLIŞ BiR FiKiRDiR.
EVE GELEN KIZ ASLEN ARKADAŞININ PUL KOLEKSiYONUNU GÖRMEYE GELMiŞTiR, BU EVRENSEL BiR KURALDIR HER ERKEĞiN BiR PUL KOLEKSiYONU VARDIR *
dışarda, sevgilinizle bir yerlere gidersiniz, gezer tozarsınız ama illa bir evde yalnız kalmak istersiniz. sevgilinin evine giden kızın amacı sevişmek değildir. sadece evde zaman geçirmektir.
Sana güvendiği için gerçekten film izlemek, senle keyifli dakikalar geçirmek, azıcık safsa pul koleksiyonunu görmek için gelmiş olabilir. Abazanlık her yerde sökmüyor.