istediklerini ne kadar da güzel vermek zorunda kalıyoruz onlara. Mecbur olduğum için izmit e gidicem. Umarım bu son entryim olmaz. Yapmam gereken çok şeyler var daha.
Evet. Selam. Öncelikle yazıya nereden başlayacağımı asla bilemediğimi söyleyerek yazıya başlamak istiyorum. Süreç hoş olmasa da bunun doğurduğu bir sonuç olarak evden bir süre çıkmamak aslında ihtiyacım olan bir şeydi diye düşünüyorum. Günlerimi bomboş ve amaçsız geçirdiğimi göz önünde bulundurursam eğer hiç yoktan öylece "evde kalma" eylemiyle bile içimde bir şey yapıyorum duygusu uyandırabilirim.
Her şeyi yapma isteği ve hiçbir şey yapmayı istememek arasında saçma bir boşlukta süzülüyorum. Geçirdiğim son saati sadece kaloriferin yanında "bulunarak" geçirdim. Yani bu bir saati ne yaparak/ne düşünerek geçirdim hiç bilmiyorum. Bu durum bana acayip keyif veriyor bir yanda. Çünkü gerçekten hiç hareket bile etmemek istediğim bir şey. Sadece kolum uyuştuğunda diğer tarafa dönüyorum, oturmaktan popom uyuşursa ne bileyim uzanıyorum böyle saçma sapan durmak istiyorum yani öylece. Bir yandan acayip bir anlamsızlık düştü içime. Yani koltukta otururken -şu an balkonda sandalyenin üstünde oturuyorum- dedim acaba kediler de böyle mi hissediyor. Hiçbir şey düşünmeden öylece oturuyordum yani koltukta. Etrafı izliyordum ama bomboş yani bir şey düşünerek de değil. Bir yandan acayip anlamsız hissettiğim için bir şeyler yazmak istedim bir yandan da asla yazmak istemiyorum çünkü üşeniyorum ve ne yazayım ki. Yazının burasına kadar geldiyseniz hakikaten beynimin çamaşır suyuna basılmış ardından da makineye atılmış gibi bomboş olduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Evet bu yazının herhangi bir amacı yok. Zaman geçsin diye yazıyorum yani. Tabii zamanımı bir şeyler yaparak geçirmekten de rahatsızım şu an. Bi diyorum kilo vermeye çalışayım manyak gibi spor falan yapayım bomboş bi amaç olarak bunu koymuş olayım önüme, hayvan gibi spor yaptıktan sonra iki hafta yürürken çığlık atayım. Bir yandan kitap okuyabilirim manyak gibi. Harika kitaplarım var. Okumayı çok istiyorum ve hiç istemiyorum. Dergilerim var toplu şekilde satın aldığım. Okunacak tonlarca şey var yani. Ve hepsi keyif verici ama istemiyorum da bir yandan. Çılgınlar gibi yemek yapabilirim ya da evi komple temizleyebilirim manyak gibi. Geçen gün fırının arkasını temizledim, evin en temiz yeri orası şu an. Bir yerlerin temizlendiğini gördükçe mutlu oluyorum, temizlik yapmayı da seviyorum aslında ama yapmak istemiyorum. Sabah ağlayarak bulaşık yıkadım. Anneme bağırdım "boğmamı mı istiyorsunuz sizi bulaşık çıkartıp duruyorsunuz durmadan, her gün topluyorum ben burayı" diye. Evet çok kötüydü. Ağlayarak tüm bulaşıkları makinanın içine attıktan sonra gidip özür diledim. Bilmiyorum kpss çalışmam gerek. Tam başlamıştım çalışmaya, baya sağlam çalışıyordum iyi de gidiyordum ama bıraktım. Hiç hevesim yok. Bir yandan kendimi suçlu hissediyorum çalışmadığım için. Umarım ertelenir falan diye dua ediyorum. Test çözüyorum yanlışım çıktıkça parçalamak istiyorum kitabı. Ama yanlışım çıkması çok doğal çünkü çalışmadım. Bilmiyorum sobanın üstünde bi kestane olmak istiyorum, yandıkça biri beni çevirsin. Ya da bi oraya bi başka yere gidip yatan bir kedi. Sigaraya başlamamak için büyük gayret gösteriyorum kendi içimde. Bu sefer de puro içmeye başladım anasını satayım. Keyif de almıyorum ama içiyorum devamlı. Bir şeyler yiyorum sürekli ama canım artık bir şey yemek istemiyor. Zaten hep tokum durmadan yediğim için. Acıktığım için yemek yiyeli baya bi zaman oldu galiba. Durduk yere neşeliyim, bomboş bir şekilde tribe giriyorum zaman zaman da. Amaaan. Gece olması güzel ama. Çok sıkılırsam uyurum çünkü. Bu iyi bir şey. Uyuyayım.
Olm normal zamanlarda da bi eli sütyende bir eli donda, bal kaymak hayat yaşayan insanlar değilken, bu zorla eve tıkılma hadisesinden sonra daha da manyaklaştılar.
türk kadini fobisinden müzdarip insanlarda vardir. simdi kim sokaga, otobüse vesaire cikip, manyak bir kezban görüp, "imdaaaat bana bakti" diye türk kadini iftirasina maruz kalip, linc olmak ister ki?