sonuçlarından biri hayatı sanal yaşamaktır.bi süre sonra konuşmayı unutursun insanların gözünün içine bakmayı.dışarı çıktıgın an sesler kulagını tırmalar.kendini eve atmak istersin bi an evvel.
en düzenlisi şudur.günlük 2-3 saat yürüyüşe koşuya bi parka gidersin hem insanlardan uzaklaşmamış olursun hem de evinde diger zamanlarını doya doya geçirirsin haa bi de tabiki kilo almayı da engellersin.zararı dokunmaz artık yalnızlıgın.
aslında evin kendisinden de rahatsız olup evrende gidebileceği, saklanabileceği başka mekan var olmadığı için mecburen evde takılan, sinmiş, kendini koyvermiş insan.
bu aralar yaptığım şey.
pazar gününden beri kapıyı açıp çıkmadım be sözlük.
bu pazar yine çıkarım, sevgilimle geçirebildiğim az vakti bize zehir etmemek için "iyi" olurum. sonra kaldığım yerden bu dünyaya katlanmaya çalışmaya, depresyona devam. devam ağlamaya.
evden çıkmaya değer ne var. adaletin olmadığı sistem mi? iki yüzlü insanlar mı? onlara benzeme ihtimalleri mi?
evim, bana ait olan, istemediğimin olmadığı yer; güvenli.
kelime, korkmuş, yılmış insan; anormal... iyileşecek. eminim.
depresyon belirtisidir. sevgiliden ayrılma, sınavı kazanamama, sınıf tekrarı yapma, anayla babayla kavga etme gibi kritik dönemlerde başak gelen deneyim.
insanlar arasında rahatsız hissetmekten dolayı evden hiç çıkmamak.
insan bazen olağanüstü rahatsız hisseder, apartmanın bir metre bile dışına adım atmak ona rahatsızlık verir. kargaşa ve gürültü içerisinde kalıp rahatsız olmak yerine evden hiç çıkmamak başlıca tercihidir.