çevre ve orman bakanı veysel eroğlu' nun seçim çalışmaları vesilesiyle bulunduğu afyonkarahisar'a bağlı başmakçı ilçesinde kendisinden iş isteyen kadınlara verdiği esprili cevap. kadınları terslememiş, korumalarına tartaklatmamış olmasını bir ölçüde takdirle karşılamakla beraber ( ey allah'ım ne günlere kaldık ) her şaka biraz gerçektir darbımeselinden hareketle bakanımızın kadınları aslında nerede görmeyi arzu ettiğinin ipuçlarını da fark etmiyor değiliz. değil mi ama, çamaşır,yemek, çoluk çocuk, hem başka yükümlülükler de var, otursun evinde.
istanbul gibi bir yerde yasayipta bir kisinin maasiyla bir evi gecindirmek olsa olsa david copperfield isidir.bir kadinin gorevleri arasinda ev isi vardir, cocuk yetistirmek vardir, yemek yapmak vardir.fakat maddi yetersizlikten oturu iki kisinin calismasiyla cocuk yapilip, ev isi icin malzeme alinip ve tencere kaynatilmaktadir.ha sayin bakanın bundan haberi yok mu? orasi belli degildir.kendi karilari evlerinde cocuk bakip sabahlari kocalarini kolali gomleklerle islerine gonderiyor olabilirler.
fakat sayin bakan bilmiyor ki, kadinlarda hem iste hem evde calismaya deli olmuyorlar.
fakat sayin bakan bilmiyor ki, ufacik cocugunu sabah erkenden kalkip memesini verdikten sonra biraz oksayamadan ise yetismenin ne demek oldugunu.
fakat sayin bakan bilmiyor ki, aksamin bir koru eve gelip ev islerini yapip alelacele sofra hazirlayip bir de sosyal yasamini yasamaya calistigini kadinin.
fakat sayin bakan bilmiyor ki, yok yok bakan dedik degil mi? milletin vekiliydi bir bakan ayni zamanda degil mi?
milletin vekili, bizlerin vekili ve biz kadinlarin vekili.
Güzel laftır. Yurduma yaraşır. Sınırlarımız içinde tek maaşla geçinebilmenin imkansız olmasının yanı sıra çalışan kadınların karşılaştığı zorluklar (taciz, eşit olmayan muamele) düşünüldüğünde elbette kadınlar evde oturmalıdır, çocuk doğurmalıdır (mümkünse asgari üç velet). Ha nasıl geçinirler derseniz, dağıtılan buzdolalarını yerler di mi ama?