"hayat ne garip tesadüfler filan" diye düşündüren şeydir.
sanki herkes "şunun tuvaleti gelse de kapıya vurup rahatsız etsem" diye fırsat kollamaktadır. bütün gün kimsenin tuvaleti gelmemesine rağmen o "büyülü" dakikada kapının önünde anlamsız yere uzunca kuyruklar oluşur.
''vay aq ya'' denilebilecek durumlardan biridir.diğerlerinden önce tuvalete girebilmek için her türlü şaklabanlık yapılır.yine de bir sonuç elde edilmediyse komşunun tuvaletine gidilir, tuvalet dışında bir yerlere işenir.misal altına...
çok sevdiğiniz bir insanı bile bok yere suçlayabilir veya yargılayabilirsiniz. malum kişi tuvalette kaldıkça ve barsak çeperleriniz basınca maruz kalınca saydırmaya başlarsınız. o kişi tuvaletten çıktığında rahatlamanın verdiği rehavetle ucundan takılırsınız. tuvaletten önceki siz ile sonraki siz arasında ince çizgi bundan ibarettir.
tek tuvaletli evlerde büyük sıkıntıdır. hafif baskı olur tuvalet ihtiyacının geldiğini anlarsın ama tuvalete gitme işini ertelersin. sonra baskı iyice artar ve durum acile döner. koşar adımlarla gidersin ama tuvalet doludur. kapıyı tıklatıp acele etmesi konusunda uyardıktan sonra kapının önünden ayrılırsın. o sırada tuvaletteki baban çıkar ama hemen ardından kardeşin girip kapıyı kilitler. işte tam o an sinirlenmeye başlarsın. kapı tıklatmak yerini kapı yumruklamaya bırakır. içerideki kardeş de senin zor durumundan zevk alır. sifonu çeker ama bu sefer ağır ağır elini yıkar. işte tam o an tehditlere başlarsın ve kardeşin cool tavırlarla çıkar. sonra işeyip rahatlarsın ama 3-5 dakika kriz yaşamışsındır.
ev ahalisinin sonunda işi gırgıra alarak , ikinci sırayı ben aldım, ama ben sabahtan beri bekliyorum, tarzı muhabbetlere girmesine neden olan olaydır. sürekliliği halinde, acaba kilere tuvalet yaptırsak mı? zaten kullanmıyorduk.. şeklinde fikirler çıkar ortaya.