kaybedilen babanın hep elinde olan kumanda, hep uzandığı kanepe, sanki baktıkça görecekmişsin gibi gelen, artık ortalıkta durmayan, dolabı açınca gördüğün terlikleri, kaldırılmaya kıyılamayan tıraş takımı, fırçası, sürekli kullandığı bardağı vs.
klozet, tuvalet kağıdı gibi espriklerin dışında; odamda eski sevgilimden kalan hatıralarım var. evdeki en hüzünlü eşya olmasas bile en hüzün veren eşya onlar.
ulan sözlük yazarları ne temizmiş diyeceğim de sanmıyorum bardaktır tabi ki şu an masanızda duran sabah çay içtiğiniz ardından kahveyi içip bir suyla çırptıktan sonra süttür koladır meyve suyudur yardırdığınız zavallı bardaktır .''neden ben ulan'' diye inlemektedir.
Babamın bordo pijaması.
Hâlâ yaşıyor ve birlikteyiz ancak sandığım adam değil ve yaşlanıyor. Bu da pazar sabahları koşa koşa uyandırdığınız adamın aslında farklı bir adam olması gerçeğini bir daha yineliyor.
Zamanında bi hevesle ya da sırf güzellik olsun diye alınmış, oturma odasının baş köşesine oturtulmuş yapma çiçek demetidir. Başta ev kurmanın ya da mutlu gelecek hayallerinin ufak bir simgesiyken yıllar içerisinde artık varlığının farkına bile varılmayan bir halde oracıkta mahzun mahzun durur. Ve bir gün eve geç gelen delikanlı tarafından annesi göz yaşları içerisinde babası kızarken farkedilir ve farkedilen ile farkeden arasındaki benzerliğin yakinlaştırmasıyla hüzünden cok mide bulantısına benzer bir his bırakır.
Berjer. Bakin ondaki yalnizlik kimsede yok. Kendi de yalniz, oturanlar da yalniz.
Oturup kitap okusaniz muhakkak bir ask biitiyordur veya bir aile cocugunu kaybetmistir, bir film izleseniz hatta fragman izleseniz bile aglayabilirsiniz, aksiyon filmi de olsa. Cunku detaylar oradan daha net gorulur.
Uyuyakalabilirsiniz ders calisirken. Hem sizi uyandirir sabah sinaviniz varken, cunku o kadar rahatsizdir. Masanin onune cekip bilgisayarda oyun oynayabilirsiniz. Uzerinde ayaga da kalkabilirsiniz, guvenilirdir.
O kadar tektir ki siz ne isterseniz o olur. Siz evde degilken ise yaninda oturulacak bir yer bile yoktur, yalnizliga mahkumdur.
Huzun yalnizliginda degil de kendi secimi olmayan yalnizliginda elbette. Sıkışıp kalmisliginda, orada bulunma zorunlulugunda.
arkadasin cpli bir oglu vardi.
oynanilmayan rengarenk yeni oyuncaklar.kosede okunmayan cocuk kitaplari.
kenarda duran sadece usumesin diye giydirilen yeni yipranmamis ayakkabilar.
hic kirilip dokulmemis gayet duzgun cam kedi figurleri.
icinde bir erkek cocugu olan sessiz bir ev.surekli beni cagirirdi.cok rahatsiz olurdum cogu zaman geri cevirdim.
o ev beni hep bogardi.
yanlis bir sey soylemekten hep cekinirdin bosluguma gelir diye tedirgin olurdum.
kendi yasadigim ev olen babamin evi kapidan adim attigin an basliyor her sey.
su kapiyi kapatip son kez bu merdivenlerden inmis o arabaya binmisti.