evde top oynayan çocuk

entry9 galeri0
    9.
  1. benimdir bu çocuk.

    pamuk topum vardı zamanında, o kadar çok oynardım ki ablam onu sobada yakmıştı. ama ben dururmuyum yeni bir top almıştım.
    0 ...
  2. 8.
  3. sonunda mutlaka kendinde ya da eşyalarda hasar meydana getiren çocuktur. ayak serçe parmağımı kaç kez kırma tehlikesi geçirmiş biri olarak onlardan biriyimdir.
    0 ...
  4. 7.
  5. biz şanslıydık. sokak diye birşey vardı bizim zamanımızda çıkardık topumuzu oynardık. ha yeter miydi?
    tabi ki yetmezdi. evde devam ederdik akşamları. zira şöyle bir şey de vardır başıma gelen (#5492012)

    bugün ise çocuklar için evde top oynamak zarurettir. çünkü sokak diye birşey kalmamıştır. dışarıda top oynayabileceği alan kalmamıştır. alan olsa bile arkadaş bulamamaktadır. çünkü pek çok arkdaşı net cafede metin 2 oynamayı tercih etmektedir.
    0 ...
  6. 6.
  7. cam, vazo kırmak bir yana heyecanlanıldığı taktirde ampul bile patlatılır. zevkli bir aktivitedir. her çocuk yapmalıdır.
    0 ...
  8. 5.
  9. ne yapacağını şaşırmış çocuktur. evde oynasa anne kızar. dışarda oynasa komşu teyzeler kızar. parkta oynasa bekçi kızar. okul bahçesinde oynasa kendinden büyük abiler kızar.
    0 ...
  10. 4.
  11. her an azar işitecek olmanın korkusuyla topu oynar genelde kardeşi yoksa duvarla oynaması muhtemeldir.
    0 ...
  12. 3.
  13. aynen yaşanmıştır...

    ben lise 1, ufak erkek kardeşim bizim zamanımızda orta 1 derlerdi şimdi 6.sınıf diyolar... işte o çağlardayız.

    türkiye - san marino milli maçı var tv de. öyle bi maç ki hatırlayanlar vardır. ilk yarı dört veya beş sıfır önde bitirdik sonra maç 7-0 bittiydi. neyse ilk yarı böyle güzel olunca gaza gelen biz kardeşler, devre arasını değerlendirmek için bir iki kaş göz hareketiyle odamızın yolunu tuttuk.

    bir bilyeden az daha büyük turuncu renkli bi plastik topumuz vardı. benim boyum biraz uzun olduğu için diz üstü çökmüş kardeşim ise ayaktaydı. plastik topu odanın duvarına atıyor dönen topa kafa vurmaya çalışıyorduk. kardeşim önde ben arkada duruyordum. ilk kafa vuran bir puan kazanıyordu. tam 4-2 öndeyken hayatımın en büyük acılarından birini tattım...

    ben dizüstünde birader ayaktayken onun kafası tam benim çeneme denk geliyodu. top duvara atıldı. sekti. biraderin kafasının üzerinden geçti. birader arkaya ben ise öne hamle yapınca biraderin kafasının üzerindeki en sivri nokta benim çenemde patladı.

    çeneme alttan gelen bu darbe ile ağzımda bişeylerin ters gittiğini hissettim ve neredeyse bir avuç dolusu kırık diş ve kan kırmızısı ile karşılaştım . koşarak lavoboya gittim defalarca ağzımı çalkaladım. ama kan bir türlü durmadı. uğraştım . sonunda durdurdum. anne, baba ve küçük kardeşimin gözlerinde hiç öyle bir korku görmemiştim. aynaya baktım. alt dişlerimin ön kesicileri uzunlu kısalı garip bi hal almıştı, 1-2 hafta peltek konuştum.

    ... ve 15 yıl kadar o kırık dişlerle hayatıma devam ettim. kırık dişlerimin bana yakıştığını düşünüyordum. beni üzen tek tarafı ayçekirdeğini hiç eskisi gibi yiyememiş olmaktı...

    artık kendi paramı kazanıyorum ve dişlerimi yaptırdım... şimdi güzel dişlerim var. ama hala çekirdek çitlemeye alışamadım...
    3 ...
  14. 2.
  15. zamanında her küçük çocuk bu gruba girmiştir.
    böyle küçük,sert plastikten toplar olurdu. sandalyeleri kale yapar o toplarla oynardım. ne günlerdi be...
    1 ...
  16. 1.
  17. annesinin '' çık da dışarıda oyna şu oyunu '' laflarına sık sık mağruz kalan ve mutlaka bir gün evde değerli bir şeyleri kıracak olan çocuktur.

    hala 90'lı yıllardaysa mahalledeki çocuklarla dışarıda oynamalıdır topuyla ya da parası varsa gene arkadaşlarıyla toplaşıp halı sahaya gitmelidir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük