Daha önce beslediğim ve tavşan ile kapının önüne atılmama kadar büyümüş olaydır. ilk gün ev fertlerine tavşan sevimli gelse de büyüyünce olay annenizin koltuk takımlarının altlarını, kapıları, kabloları ve hatta duvarları kemirmeye başlamasıyla son bulmuştur. Belki bizim tavşanımız biraz cinsdi.
o evin ufak çocuğu siz olursanız sizin için çok avantajlı olacak olan durumdur. düşünsenize sebze yemeklerinin hepsini annenize çaktırmadan alttan alttan tavşana yediriyorsunuz. kendi yatağımda yatırırım ben o tavşanı.
otçul olması ve et yememesi öncelikle çok güzel birşey olup, besleyen de vejetaryen ise bir elmanın iki yarısı olmuşlardır. pislettiği yer neresi ise, oraya mütemadiyen pislemeye devam eder. dışkısı ilginçtir. (bkz: nesquik) şeklinde ve kimilerinin ilaç niyetine yediği söylenir. nitekim eğlenceli bir arkadaştır. oynar, dolaşır, arada gelip ayaklarını yalar, belki de ilgi ister. çok titizdirler. bulunduğu yeri temizlemezseniz orada bulunmaktan hoşnut olmazlar.
bende besledim bunlardan. gerçekten müthiş sevimli fakat yiyip yiyip sıçmalarından ötürüde zahmetlidirleer. yinede bi şekilde temizleniryolar almak isteyen alsın.
kapı eşikleri, ranza ayakları ve ahşap olan bölümlerde kemirme izleri oluşmasına neden olacak durumdur. evde tavşan beslemek risktir çünkü bu hayvanın dişisi regl olur.
sabah alarm öncesi üzerinize zıplayıp sizi uyandırabilir. Birde yaramazlık sonrası kızgınlığınızı anlayıp sevimli hareketlerle " puu kalıbına tüküreyim el kadar tavşan işte" dedirterek pişman olmanızı sağlayabilir. ayrıca havada taklalar atıp uzanıp uyuması da ayrı bir tatlılık katıyor kerataya
zor zanaattir. ishal olmamasına dikkat edilmelidir, zira ishalden sonra hakk'ın rahmetine kavuşabilirler. özel yemleri vardır, onlardan verilirse iyi olur, yaprak falan fazla verilmemelidir çünkü her tarafta bok görebilirsiniz. ayrıca çok kemirgendirler, iplerden, kablolardan uzak tutulmalıdırlar. ama buna rağmen sevimlidirler, sevilmelidirler.
2 sene önce bi heves gittik oda arkadaşımla tavşan aldık. evet bide evde filan değil yurtta besleyecektik. kafesi, yemleri.. herşeyi tamdı. süper tatlı bişeydi. ama fazla barınamadı. kovuldu yurttan. biz de evde kalan arkadaşlara verdik. ama ev ev değil ki, doğal yaşamdan daha sert koşulları var. hiç temizlenmeden, son kullanma tarihi geçmiş mısır gevrekleri ve asiti kaçmış kolayla bir ay kadar yaşayabildi gariban tavşanımız orda. akşam vakti bi telefon.. RIP davşanım..
tavşanın sidiği felaket kokar balkonda beslemiştim ondan biliyorum bokunu püsürünü habire temizlemek zorunda kalırsınız zeytin gibi sıçıyor bunlar afedersin ve bir haftada biriken gübre miktarına aklınız şaşabilir. çok yiyince böyle oluyor tabi.
ama tatlılar , ürkekler böyle zıp zıp ay çok şeker.
küçükken beslenmeye çalışılmıştır..aksi hayvan evde dururmu kaçtı tabii..daha sonralarda bodruma pisiketini almaya giden çocuk tavşanının yedi yavrusuyla beraber cansız bedenini bulur...
şehrin ortasında iki komşunun tavşanının aynı anda evden kaçması,birbirini bulması,çiftleşmesi ve dişi olanının yedi yavrusuyla birlikte ölmesi 6 yaşında bir çocuk için yeterince şiddetli bir tramvadır.. **