şu anda içinde bulunulan durumdur. can sıkıntısının tavan yaptığı duruma sözlüğün de çare olamamasıdır. sözlük sana sen sözlüğe bakarsın öyle aptalca. bu salaklığı bir başlıkla birleştireyim bari de, hatıra kalsın dersin. gerçi hayatımızın kendisi salakça ya.
aklımın bir köşesiyle şu anda yaşandığını düşündüğüm fakat diğer köşesiyle de derin paranoyalara gark olduğum durumdur. efendim an itibariyle online gözüken 51 kişi şu an ne yapmaktadır? yarım saatte iki adet entry girildiğine göre, bir iki ihtimal bendenizin naçizane beynini kurcalamaktadır, şöyle ki, mevcut yazarlar aslında çoktan uykuya dalmış bilgisayarlarını açık unutmuşlardır veyahutta sözlük sayfası açık bırakılmış, sözlük wikipedia yla aldatılıyordur yahut beyinler artık öyle sulanmıştır ki entry ne başlık ne pc ne gibi sorular gözlerinin önünden geçmektedir. paranoya bulutlarını çoğaltırsak, bir ihtimalle de moderasyon rakamlarda düzenleme yapmak suretiyle sözlüğün aslında boş olmadığı mesajını vermeye çalışmaktadır. fakat tahminimce en güçlü ihtimal, saatlerin daha vakitlice olduğu abd veya uzakdoğu ülkelerindeki uuserler enformasyon amaçlı sözlüğü araştırıyorlardır zira entry girilmeyişinin sebebini en iyi bu seçenek açıklamaktadır, kendi ülkeleriyle ilgili paylaşacakları çok bir şey yoktur sözlükte, bendenizin de başına gelmişti bir süre önce, şimdilerde when i was in kazakstan diye bahsettiğim dönemde yani bendeniz kazakistan da iken, internetten memleketin gündemini takip etmeden duramıyorduk ammavelakin bir şey de paylaşamıyorduk, aslında anlatacak çok şey vardı, bambaşka bir kültür, değişik hayatlar, yaşam biçimleri, güzel kızlar vs. velhasıl kelam içimizden bunları paylaşma isteği gelmiyordu, ben bi geri döneyim de memlekete işte o vakit herşeyi anlatırım gibi bir fikir hakimdi beyinlerimize. konu başlığına geri döner isek, eğer bu ihtimal doğruysa burdan oradaki kardeşlerimize, yurtdışındaki lejyonerlerimize, abd nin bağrına bir hançer gibi saplanmış mücahitlerimize (bak burası şaka), katar da sibirya da kamçatka yarımadasında şantiyelerde çalışan mühendislerimize, kanarya adalarında ve bali de tatil yapan sosyetik ikoncanlarımıza, norveçli balıkçılara hatta bavyeralı ormancılara ve hatta sahra çölündeki bahtsız bedevilere selam etmeyi bir borç bilirim. şu an online gözüken şu 51 kişi içinde dünyanın dörtbir yanından insan olması ne kadar heyecan verici bir şey. hadi beni şaşırtın, entrye boğun sözlüğü, her biriniz bulunduğunuz şehri yazsa bir kaç kelimeyle o da yeter zaten. görünüşe göre fazla şey istiyorum, doğru olma şansı en düşük olan ihtimal üzerinde yazdığıma kimse inandıramaz beni. bekliyorum, gözlerim sol frame de, üzmeyin beni..
önceleri sözlüğe zeki zeki bakılır. ayarlar falan verilir. adeta atlayıp entry hizalaması yapmak için başlık kovalanır ama aradan geçen zaman, yaşanan tecrübeler, söylenen sözlerin havada kaldığını, herkesin bildiği telden çalıp okumaya devam ettiğini gösterir. işte bu etkisiz elemanlık düşüncesi ile sözlüğe boş gözlerle bakılır. sözlük size nurtopu gibi bir öğrenilmiş çaresizlik hediye etmiştir. ondan kurtulmak için uyumak, akabinde hayatın içine dalıp, gerçeklere dokunmak gerekir. yani bir nevi beslenmek gerekir. yoksa ömür, değil sözlüğe, hayata salak salak bakarak geçer. hem de hiç hissettirmeden.
sözlüğe salak salak bakarsın.
arada salak salak yazarsın.
bu başlıkta kendi kuyunu kazarsın.
söyle sen ne biçim yazarsın?
gibi bir entry girmeyle sonuçlanacak eylemdir. ama unutulmamalıdır ki bazen salak salak bakmakta kişiye yeni ufukların kapısını açabilir yeter ki şu kısa ömrü uyuyarak geçirmeyelim.
