yalnızsınızdır. bir başka dünyaya girmek başka insanlarla buluşmak istersiniz. elinize aldığınız bir kitap sizi sığ dünyanızdan çıkarır ve gecenin sessizliğinde başbaşa kalırsınız kendinizle. ne de güzeldir her bir kelimeyi yorumlamak o huzurda. yanında içilecek bir fincan çay veya bir bardak kahve ile keyfinize keyif katarsınız. hele ki evde herkes uyumuşsa kimsecikler de rahatsız etmez sizi.
evde kitap okumanın zevki bambaşkadır.
sınırlandırmak niye. evde, bahçede, yolda, durakta. özenti gibi görünecekse bile insan, varsın özentiliği kitapla olsun.
ev insanın huzur bulduğu mekansa ister kitabını okur, ister balkondan sarkar, isterse kitabın bütün yapraklarını yırtıp uçak yapar.
bir de şu vardır ki öğrenilen birçok yararlı alışkanlık özenilerek öğrenilir zaten. aileden derli toplu olmayı gören insan, özenir içinde de varsa derli toplu olur.
anne güzel yemekler yapıyorsa, minicik kızı da özenir ona. ilk özentilik aileden ve çevreden gelir. ve aslında özentilik bazen çok iyidir.
edinilebilecek en güzel arkadaş olan kitapla başbaşa kalınan güzel andır evde okumak. o yüzden zevkide çok farklıdır. heleki yanında dilediğinizce çerezi, sicak çayı, kahveyi de götürüp o zevki katlarsınız.
hele yatağınızda yatıp, yumuşacık yorganınızın altında herkes uyurken okuyorsanız kitapla bütünleşeceğiniz, sanki karakterlerle ordaymışsınız gibi hissedeceğinizden dolayı çok daha güzel olan, paranın satın alamayacağı zevklerden birisi.**
akşam 10 olmuştur. sabahın 9unda dersin olduğu için yavaştan uyku bastırmıştır. o saate kadar bir iki bira içmişsin ve internette takılmışsındır. odana geçersin, loş ışığını açıp bir bira daha alıp yatağına oturursun. alırsın eline, paranı biriktirip aldığın, okumayı çok istediğin o kitabı. okumaya başlarsın. saat 1 olmuştur. o 3 saat boyunca yaşanan rahatlık hiçbir şeye değişilemez. sonra mışıl mışıl, yüzündeki o gülümsemeyle o kadar güzel uyursun ki. şükürler olsun yaratanıma.
