30unu geçmiş bekar türk kadınlarının durumunu ifade etmek için kullanılan deyimdir. deyim de olsa yüksek oranda gerçeklik payı içermektedir, zira geneli tutucu olan türk aileleri laf olur söz olur mantığıyla* kızlarını dizlerinin dibinde istemektedirler. bu bağlamda da kadın aile evinde kalmış olur *
koca bulmak gibi bir derdi olmayan kadına söylendiğinde komik olan laf. zira, benim hayalimdir efendim. evde kalıcam ben. 30 yaşıma geldiğimde beyaz gelinlikler giymek gibi saçma sapan hayalleri olmayan iş güç sahibi koca dırdırı çekmeyen kafası rahat kadın modeli. tamam başarılı ama belki mutsuz. evet evet kesin ben olmalıyım bu..*
hatta bütün kadınlar uzaklaşmalı şu herifi kafeslemeliyim hayalinden..
(bkz: haydi kızlar koca bulmak için yaşamayalım kampanyası)
kadınlar için uydurulmuş olsa da yanlış uydurulmuş söz öbeğidir. kadınlar kimsenin malı değildir, "evde kaldı anaamm, elimizde patladı kız çocuuumuz" psikolojisiyle zaten bir yere varamayız. kimse evde kalmaz. evlilik, bireyin okul seçimi, iş seçimi gibi kendine özgü seçimler silsilesinin bir parçasıdır. ve insanlar bireylerin yaptıkları tercihlere saygı duymak zorundadırlar.
internet sayesinde daha bir yüzünüze vurulandır. yaşça sizden küçük olan insanların nişan, düğün fotoğraflarını gördükçe "lan bunca zaman ben ne yaptım?" diye sorgulatıyor. aslına bakarsan bu durumdan şikayetçi değilim ama işte insan bazen acımasız gerçeklerle de yüz yüze kalabiliyor.*
etimolojisine baktığımızda şunu görürüz bu ifadenin. evlenmeyen kadın evde kalır, yani evde oturur, annesinin babasının evinde. oysa türkiye'de çoğu kadın için bugün bile evlenmek de evde kalmaktır. kadın ancak kendi ayakları üzerinde durduğu zaman evde kalmaz. aksi halde toplumsal olarak zaten ona en uygun yer olarak hep ev seçilmektedir. evde eşine yoldaş, çocuklarına ana... işte 21. yüzyılda evde kalmak budur.