sorumluluğu canınızı sıksa da mutsuz anlarınızda yaptığı şapşallıkları, sahtekarlık barındırmayan gözleri, göz yaşlarınızı yalamaya çalışan pembe dili, lütfen üzülme der gibi bacağınıza vurduğu patisiyle her zaman bir insanın olabileceğinden çok daha iyi dosttur. **
köpek değildir o. melektir. esasında seni senden fazla düşünen biridir.
senin çevrende birsürü kişi olmasına rağmen sen onun için teksindir.
hayatı sensindir, sonraları senin hayatınında o olduğunu anlarsın.
arkadaştır, sevgi yumağıdır. konuşamasa bile sen saatlerce onla konuşursun. anlamış gibi yapar ya da anlar.
tüm sevgisini sana adayabilen tek canlıdır kendisi. hiçbir kötülüğü olmaz. size yaptığı küçük haylazlıkların hiçbirisini isteyerek yapmaz. kaç yaşına gelirse gelsin ister rottweiler kadar sert görünümlü olsun ister danua kadar dev cüsseli, o sizin küçük, minicik bebeğinizdir. ses,tüy bunlar verdiği o kocaman sevginin yanında hiç kalır. derdini, tasasını bile yapmazsınız.
bambaşka birşeydir hayvan sevgisi. beslemeyen, sevmeyen, önyargılı olan anlayamaz.
Faydalı eylemdir. Öncelikle eve azrail dahil hiçbir melek giremez, dolayısıyla ömrü uzatır.*
Sonralıkla çocuktur. Seni sever, birkaç saat bırakıp gitsen özler, sırnaşır, senden sıkılır uzaklara gider, üzülürsün teselli eder, sevinirsin hoplar zıplar. Hasta olur, başında sabahlarsın. ilacını içirir uyutursun. Üzgün olduğunu gözlerinden anlarsın. Ona bakınca için erir, "çok seviyorum lan ben bunu" dersin durduk yere. Bazıları ne derse desin hayvan değil, özünde en kralından daha insandır. Dolayısıyla işbu eylemin de evde; kalbinde bir minder ayırdığın bir evladını, 6 yaşından yukarı çıkmayan bir çocuğu beslemekten farkı yoktur.**
ailenizin nüfusta gözükenden bir fazla olduğuna delalettir. (köpek sayısına göre 2 fazla, 3 fazla olarak devam edebilir.)
ben köpeğimi aldığımda evdekilerin haberi yoktu. bursa'dan bir çiftlikten almıştım, köpeğimi alırken görmemiştim, sadece annesinin fotoğraflarını görmüştüm, ve internetten almıştım. kazıklanmam an meselesiydi ama adamın telefonu ve adresi vardı, bursa'daki dostlarıma güvenip ödemeyi yapmıştım. köpeği gönderen kişi küçük bir detayı atlayınca, normalde köpeği otobüsten alıp eve kendim götürüp, aileme gösterecektim ve atamayacaklarından köpek bizle kalmış olacaktı, işte o detay atlanınca ve çok uzak olan anadolu otogarına gelince köpek, babama söyleyip almak için arabayla gitmemiz gerektiğini söylemek durumunda kaldık. o zaman reşit falan değilim tabi. baya bir kızdılar bana.
gel zaman git zaman,
şuan ailem için benim kardeşim gibi oldu o köpek. golden retriever cinsi dişi bir ittir kendisi. bana bir şey alınacağı zaman ona da alınır oldu mutlaka. bir plan yapılırken fikri alınamasa da empati ile neyi seveceği düşünülür oldu. çok ilginç anlayacağınız. seviyorum bunu. insan, insan olmayan bir canlıyı böyle benimseyince... hoş bir şey ne bileyim. kokuymuş, tüymüş, sesmiş... aldığım günden beri kimseyi rahatsız etmedi bunlar...
"bir kap dolusu mamasını verdim, karnı doydu, rahatla yemeğimi yerim artık" diye düşünüyorsanız çok yanılmış olursunuz. dilenmekten asla vazgeçmez. o yemeği nerenize yediğinizi anlamazsınız. "bana yok mu" der gibi bakar gözlerinize masum masum. yemek yemek artık bir eziyettir. istemesin diye ona verceğeniz lokmanın üzerine bir çay kaşığı pul biber boca edersiniz ve "artık istemez" diye düşünürsünüz. ve, veee yine ister.
evde köpek beslemek zevkle yemek yemeye son vermek demektir.
"namazlarin kabul olmamasina ve meleklerin eve girmemesine vesile olur" yazmış bir arkadaş.
desene azrail de girmiyecek o zaman bizim eve, ölüm bizi evde bulmıyacak o halde. o halde günahlarımızı sevaplarımızı yazan melekler de evde olduğumuz zamanki halimizin defterini boş bırakacaklar. iyiymiş bak bu yönden.
namazlarin kabul olmamasina ve meleklerin eve girmemesine vesile olur.
not: su anda -18 derece oldugu icin bahcedeki kopegimi gece icin eve aldim. bu gibi hayvanin hayati soz konusu olan zaruri durumlarda zarari yoktur. ama eve degil de evin girisinde bir bolmeye alinsa daha iyi olur.
gerçekten çok zordur. sizin canınız ciğeriniz olduğu için size hiç bir rahatsızlık vermez ama misafirleriniz kokudan ve etraftaki tüylerden rahatsız olabilirler. köpek, bakımı zor olduğu gibi ilgi isteyen bir hayvandır. kedi kendi işini kendi yaparken biz zavallı dostlarımızı açık havaya çıkarmak zorunda kalırız. hemde günde en az 2 kere. en kötüsüde kış aylarıdır. sabah ayazında, o soğukta dışarı çıkmak büyük fedakarlık ister. köpek oyun ister sevilmek ister. sahibi evden her çıktığında onu terk etti zanneder, ve geri döndüğünde her seferinde istisnasız aynı şekilde, sevinçle karşılar.
kısacası köpek sahibi olmak hiç büyümeyecek bir çocuğa sahip olmak demektir.
yinede değmez mi *