Bir kedinin kafanızı ısırmaya çalışmak suretiyle uykunuzu heder etmesi, masanın üzerindeki kırılacak tüm nesneleri yere atıp sonra hiç birşey olmamış gibi kıçını sallayarak olay mahalini terk etmesi, oyun oynarken farketmeden canını yakmanızın üzerinden iki dakikalık bir yalanma süresinin geçmesine rağmen olayı unutmayıp gelip sizi patisiyle tokatlaması(evet evet bildiğin tokat!) gibi bir sürü abes ama eğlenceli durumun içinde bulunmak demek.
at kadar bir kangal köpeğini alıp apartman dairesinde beslemek, evi kedilerle doldurmak veya bir şahini kafese tıkmak gibi anormal şeyler yapılmıyorsa tadından yenmez. kendinizde bu canlıya bakabilecek potansiyel, onu tatmin edebilecek sevgi ve gerektiğinde kendinizi unutabilecek özveriyi göremiyorsanız hiç bulaşmayın. bu canlıların, sizin boş zaman eğlenceniz olmadığını anlayın. istediğiniz zaman sevip istemediğiniz zaman bir kenara atmayın. bir canlıyı, herhangi bir çıkarınız olmadan sevmenin nasıl bir şey olduğunu gösterir size.
zahmetli iş, valla gecenin ikisinde entry girerken tuvaletim var diye yanınıza gelen köpeği red edemiyorsunuz. hayatınızı ona göre şekillendireceksiniz bazen.
Ne yalan söyleyeyim; evde hayvan beslenmesine ben karşıyım. Köpek veya kedi veya küçük bir su kaplumbağası, balık, kuş vs. insanlar iyi niyetle evlerine alıyorlar ve besliyorlar bu hayvanları ama özgürlük denen bir şey var. Karnı doyduğu için, sağlıklı beslendikleri için huzurlu olabilirler bu hayvanlar ama dediğim gibi özgürlük denen bir şey var. Sokak hayvanlarını hastalıklı olmasına sebep olanlar ve başkalarına muhtaç edenlerde yine insanlardır. Bir nevi bu hatayı düzeltme adına evlerinde hayvan besliyorlar insanlar, onlara arkadaş oluyorlar ama hatayı düzeltmek isterken başka bir hata daha yapıyorlar. Hayvanların mekanı temiz bir doğadır. Tıpkı insan gibi. insanında yaşama alanı doğadır. Bütün hayvanlar adına her semtte zorunlu olarak hayvan sağlığı merkezleri kurulmalı bence. Her semtte nasıl insanlar için sağlık ocağı varsa, bu merkezlerde hayvanlar için kurulmalı. Günü kurtarmak adına değilde, geleceğe dair planlar yapılmalı. bilinçlerdirme adına kısa filmlerde yapılsa, çeşitli kampanyalarda düzenlense hiçbir sonuca varılamayacak, -ki varılamıyorda. Çünkü çözüm hayvanları evde beslemek değil. Çözüm bilinçli olabilmekten geçiyor. Ben evde hayvan besleyenlerin iyi birer insan olduklarını, yardımsever olduklarını düşünüyorum ama bilinçli bireyler oldukları konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Son olarak;
Kendi pisliğimizi, onları zulüm ederek ya da insani(!) yöntemlerle öldürerek ve kısıtlaştırarak kapatmaya çalışan zavallılarız biz.
yaşına rağmen güvende uyumaktır.
can sıkıntınızı saatlerce onunla oynayarak gidermektir.
ayağınızın dibinden başka uyku yeri olmayan bir varlığa sahip olmaktır.
ısırılmaktır ama oyun için.
yalanarak uyanmaktır.
vileda ile samimi olmaktır.
eğitmenin keyfine varmaktır.
sizden ufacık bir kurabiye almak için türlü komutlara uyma çabasını izlemektir.
uyandığında esneyerek ve sendeleyerek su içmeye gitmesini izleme keyfidir.
yürürken dikkat etmektir ayaklarınıza dolanan ufaklığı ezmemek için.
kapı gıcırtısında hırlaması ile şüphe duymaktır.
odanıza girdiğinizde arkanızdan birisinin gitme der gibi uluması ve dayanamayıp odaya almaktır.
eve geldiğinizde üstünüze bir canlının atlamasıdır.
özlenmektir.
özlemektir .
tüylü birşeyi öpmenin keyfine varmaktır.
ona yemek verdiğinizde size teşekkürünü dolu gözlerle izlemektir.
genç yaşta bebek sahibi olmaktır.
sorumluluğun büyüğündendir.
banyonuzun mayın tarlasına dönmesidir .
attığınız topun ısrarla geri gelmesidir.
kendinizin bir doktoru yokken ona bir doktor (veteriner) edinmektir.
bir petshop a abone olmaktır
çok zordur sizden başka bir canlının sorumluluğunu almaktır, hiç büyümeyecek bir çocuk sahibi olmaktır. size muhtaçtır sevginize, onu beslemenize bakmanıza, sizi karşılıksız sever, eve bağlar onun tüm dünyası sizsinizdir zamanla o da sizin dünyanızın vazgeçilmez bir parçası olur. onun masumiyetini ve saflığını gördükçe insan ırkının ne kadar çirkin ruha sahip olabileceğini görür nefret edersiniz.