bir heves eve evcil hayvan alınır. ay nasıl sevilir nasıl, mıncıklanır, kafası ittirilir aman ne tatlı da bakıyor böyle yapınca denir. arkadaşlar eve çağırılır köpeğe türlü şebeklikler yaptırılır, hayvancağız boyun eğdikçe iyice suistimal etmeye başlanır. işe giderken köpek evde yalnız bırakılır, bütün gün canı sıkılıp sinirinden koltuğu kemiren köpek akşam eve dönüldüğünde höykürerek azarlanır. biraz hava aldırıp dışarda yürüyüşe çıkartmak mı? ya film var tv de bu hava da ne çıkıcam oturuyor işte dizimin dibinde denilir. tuvalet eğitimi vermek yerine zavallı köpek halıya kakasını yaptıkça sinir katsayısı artar aslında ne kadar aptal bir köpek olduğuna ve onu eve almakla ne büyük bir hata yapıldığına karar verilir. zamanla bu mıncıklama aparatı nefes alan bir zulüm makinasına dönüşür. bu durumda en iyi yol nedir? tabi ki sokaktır. zaten sokaklarda bir sürü köpek vardır, bir tane daha eklense ne çıkar. sonra küçüklüğünden beri ev ortamına alışmış ama ruhsal dengesi ilgi görmediği için bozulmuş bu sevimli yaratık bir arabanın altında kalmak ya da diğer köpeklerin saldırısına maruz kalmak üzere bir gece gizlice ve sinsice sokağa terk edilir. suratında şaşırmış ve hayalkırıklığına uğramış bir ifadeyle hayatta kalmaya çalışır.
bunu yapanlar için bir gün ilahi adalet in tecelli etmesi içtenlikle temenni edilir.
böyle insanlar tespit edilmeli ve bi an önce kısırlaştırılmalı çünkü bu insanlar o hayvana nasıl davrandıysa, yarın çocuğuna da öyle davranır şüphesiz. yiyemiyeceğin porsiyonda yemek sipariş etme denir bizim oralarda (tabi bu kadar kibar olmayız bunu söylerken).
kesinlikle insanlık dışıdır.bir canlıyı beslemek sorumluluk gerektiren bir olaydır.öyle canı istediğinde alınan,canı istediğinde de bırakılabilen bir şey değildir hayvan beslemek.
şerefsizliktir. sırf öylesine besliyorum demek için alımaz o köpekler kediler. Eğer sen onu evine aldıysan o artık senin evinin bir ferdidir kardeşindir kızındır oğlundur. Onlar terkedilince ne kadar acı çaktiklerini kimse bilmez kolay mı annesinden babasından ayrılıyor. o seni onların yerine koyuyor öyle bir seviyor ki seni, senden ayrıldı diye ölümü göze alıyor yemek yemeyi reddediyor ya da kendini duvara vura vura öldürüyor. Eğer bakamayacaksan bir anlık heves için almayacaksın onu. o seni her zaman sığınacağı bir liman olarak görüyor ama bakıyor ki alınmıyor o limana o da içine girdiği fırtına da kaybolmayı seçiyor.